28 Temmuz 2015 Salı

Kahvaltılık muffin


Kahvaltılık Muffin tarifi,ilk başta görüntüsünden dolayı kalbimi çalmıştı.Bence tarifler konusunda iki tip insan var.Birincisi şekli önemli olmasın da lezzeti yerinde olsun diyenler,ikincisi hem göze hem damağa hitap eden bir şeyler olsun diyenler.Ben bunlardan ikinci gruba giriyorum sanırım.Normalde bu muffin kek malzemesi olmasa bildiğiniz omlet dersiniz ama sanırım yemek konusunda biraz şekilciyim :)


Aslında tarifi Ramazan ayında vermiştim ama sevgili Seyhan yaptıktan sonra da paylaşmam konusunda bir yorum bırakınca fotoğraflarını çekiverdim :)


Kahvaltılık Muffin tarifi:

Malzemeler:
iç malzemeler

2 adet sosis( küp küp doğranmış)
6 dilim sucuk( küp küp doğranmış)
Yarım su bardağı rendelenmiş kaşar
1 tane yeşil sivri biber
1 tane çekirdekleri çıkartılmış küp küp doğranmış domates
2 dal maydanoz (ince ince kıyılmış)

hamur malzemesi
1 su bardağı un
3 yumurta
Yarım bardağı süt
3 kaşık sıvı yağ
Yarım kabartma tozu
1 çay kaşığı tuz
Yarım çay kaşığı karabiber

Yapılışı:
Hamur malzemelerini mikserle karıştırın.Diğer tarafta iç malzemeleri karıştırın.İç malzemelerinin olduğu kaba hamur malzemesini ekleyin ve karıştırın(Kıvamı kek kıvamında olacak).Muffin kaplarını iyice margarinle yağlayın, her bölüme iki kaşık harçtan dökün.180 derecelik fırında kek kıvamında pişirin.

Not:İlk verdiğim tarife göre sadece patates rendesi ilave etmedim ve tarifi aynı şekilde uyguladım.




Omletin şekil almış hali gibi dursa da aslında biz yedikten sonra tadını pizzaya benzettik.Hem porsiyonluk olması da çok güzel bir görüntü sağlıyor :) 


Şimdiden deneyecek olanlara Afiyet olsun :)










24 Temmuz 2015 Cuma

Güney Kore Seyahatimden: Namsan Kulesine gittim!

Güney Kore seyahatimi böyle parça parça paylaşmamdan hoşlanıyor musunuz ya da sıkıldınız mı bilemiyorum.En başından beri bir yazıyla bütün seyahati üstün körü bir şekilde anlatmak istemedim.Çünkü benim gibi pek çok kişi Güney Kore sever olduğu için haliyle oralar,yaşananlar merak ediliyor.Bende bu yüzden yaşadığım her anıyı teker teker her detayına kadar anlatmak istedim.İyi mi yaptım kötü mü yaptım bilemiyorum ama umarım bu durumdan hoşnutsunuzdur.


Namsan kulesi Seul'de şehrin her bir tarafını en tepeden görmenizi sağlayan bir yapı.Biz de seyahatimizin yanılmıyorsam 5.gününde buraya gitmiştik.Kore yokuşlar ülkesi mi bilmiyorum ama bu Namsan Kulesinin olduğu yere gelene kadar çok dik ve uzun bir yokuş çıktık.İnmesi keyifli ama çıkması zor bir yokuştu :) Sanırım bu kuleye teleferikle de ulaşım sağlanıyormuş.



Kulenin önündeki alanda bir gösteri yapılıyordu ama zaman kısıtlıydı.Bu yüzden o gösteriyi izleyemedik.


Bakın burada ne var :)  
Geçen seneler Güney Kore'de bir ''My love from another star''çılgınlığı vardı.Her yer de illaki bir şeylerine rastlıyordum.Sadece bunun resmini çektim ama orada ki ressam başka ünlülerin de resimlerini çizmişti.Bence gayette benzetmiş :)
Dizide bir bölümde hatırlarsanız Cheon song yi ile Do min joon'da Namsan kulesine gelip buradaki aşk kilitlerinden takmışlardı :)



Namsan Kulesi 236 metre uzunluğundaymış.Fakat biz süper hızlı asansörler sayesinde hemencecik en üst kata çıktık.O arada tavana çok güzel bir simulatör hazırlamışlardı.Bir süredir bloguma video ekleyemiyordum ama bu sefer oldu galiba :) Namsan Kulesinin katlarından gezegenlere doğru bir yolculuk anlatılan video da bloguma koyduğum ilk Güney Kore videosu olsun :)



İşte Namsan kulesinin tepesinden görülen manzaralar.Her şey ne kadar küçük gözüküyor değil mi? Bir ara bu kadar yüksekte olduğum için korktuğumu itiraf etmeliyim.



Camlara bazı ülkelerin başkentlerinin uzaklıkları yönlerine göre yazılmıştı.Yani bu fotoğrafı çektiğim noktadan aynı yönde 7 bin küsür km gidilince Türkiye'ye varılıyormuş.O zaman bu noktada durup bir iç çekmiştim..Evet çok az bir süre orada bulunsam bile duygulanmama yetti.




 Bu duvara da kuleye gelen çiftler fotoğraf çekip,yazı yazıyorlar.O gördükleriniz aslında mıknatıslı mermere benzeyen bir taş.Ayrıca bedava değil tabi ki parayla satılıyor:) 20.000 Won kadar birşeydi galiba fiyatı.Fotoğrafı orada bastırıyorlar.

Namsan Kulesi kesinlikle çiftlere hitap eden bir alan.Eğer yalnız gittiyseniz psikolojik bir baskı hissedebilirsiniz:)





Lee Min Ho manyağı bir ben,Namsan Kulesinde de buldum kendisini :) Twosome kahve markası ile  o zaman anlaşması vardı.Lee Min ho baskılı ürünlerde satıyorlardı hatta bir tane bardak aldım bende:)
Kulenin en aşağı katında da Lee Min Ho'nun büyük boy maketi vardı.Gerçeğiyle bir fotom olamadı ama maketiyle çekildim en azından.Napalım kader kısmet :)


Bunlar da Namsan Kulesinden aldığım not defterleri.Bu yazımda bahsetmiştim hatırlarsanız:)
Namsan Kulesinin bir diğer adı da Seul kulesi.Bu yüzden not defterlerinde öyle yazıyor.


Yine bir Kim Soo Hyun karşıma çıktı ama bu sefer bir derginin kapağındaydı :)


Buyrunuz aşk kilitleri de burada.Demiştim size bu kule sırf çiftlere hitap eden bir yer diye:) Yalnız burada fotoğraf çekilmek baya zor.Millet hep fotoğraf çekiliyor oradan buradan çıkıyorlar.Bakınız bir kız selfie çekiniyor ağaç ile :) Bende fotoğrafın solundaydım ama kestim kendimi tabi ki hihi :) 


Çektiğim fotoğrafın kalitesine bakar mısınız? Zaman o kadar kısıtlıydı ki anca bunu çekebilmişin.Namsan Kulesinin aşağı katında o kadar şeker eşyalar vardı ki keşke hepsini size gösterebilseydim.Tabi kozmetik ürünleri satan mağazalar da vardı.


Bu fotoğraf alakasız.Kuleden çıktıktan sonra alışveriş molası vardı o arada çektim.Super Junior üyelerine hello deyin :) Çoğu kozmetik dükkanının önünde böyle ünlülerin maketleri oluyordu :)



Şimdilik bu kadar ama Güney Kore de ki anılarımın devamı gelecek.Tabi istediğiniz sürece :)





21 Temmuz 2015 Salı

Kore dizisi ''Full House'' ve Türk versiyonu ''İlişki Durumu:Karışık'' karşılaştırması


Şu sıralar yayınlanan hiç bir Türk dizisini takip etmiyorum desem yeridir.Hiçbiri yeteri kadar ilgimi çekmedi.Bir ara şöyle bir Kiralık aşk'a göz attım.Onunda sebebi başrolde ki kızın saç renginin kendi orjinal rengi olması ilgimi çekmişti.İlk başta boyatmış zannetmiştim ama küçüklük fotolarını nette görünce anladım.Doğuştan boyanmış gibi saçlara sahip maşallah :)
''İlişki Durumu:Karışık'' dizisinin ise Kore dizisi olan ''Full House''dan alındığını duymuştum ama dizinin Kore versiyonunu izlememiştim.Bir arkadaşım da dizinin güzel olduğundan bahsedince orjinal versiyonunu izleyeyim dedim.


Başrolde Bi rain ve Song hye kyo oynuyor.Rain'i,Kim tae hee ile çıkmaya başladıktan sonra tanıdım bir de Mblaq'in kurucusu olduğunu biliyordum.Song hye kyo'nun ise Hyun bin'le bir ara sevgili olduğunu biliyordum ve hatta o zamandan biraz gıcık kapmıştım :) Tabi o kızın bu kız olduğunu sonra anladım.Hyun bin'le çevirdiği dizi de ki fotolarında daha tipsiz bulmuştum kendilerini.Çünkü kısa saç yakışmıyordu ama bu dizide tam tersi resmen şekerlik abidesiydi! :)
Bir de bu kızın dudaklarını silikon sanan bir ben miyim acaba? Meğer hasbehas kendi dudağıymış :)

Konusu Ji eun'un arkadaşları tarafından dolandırılıp evinin ünlü aktör Yoon jae'ye satılması.Ji eun'un ise burada hizmetçi olarak çalışmaya başlaması ve devamında olanlar :)

Dizi hakkında söyleyebileceklerim ise tam bir ilişki karmaşası yumağı olduğu.Hiçbir zaman bu kadar gitgellerin yaşandığı bir kore dizisi izlemedim diyebilirim.Vazgeçişler,terkedişler,geri dönüşler,tekrar gidişler..Herşey arap saçı oluyor.Bir ara baya sıktı bu durum atlaya atlaya ilerlemek istedim ama yine de dizinin bir çok öğesi izlettiriyor.Özellikle şarkılarına bayıldım.My girl dizisinin müziklerine çok benzettim.Zaten aynı dönem dizileri bildiğim kadarıyla.


Komik sahneleri oldukça fazlaydı.Yoon jae'nin temizlik takıntılı,gürültücü,saplantılı biri olması,Ji eun'un ise saf,yaygaracı,dağınık olması da kavga sahnelerini beraberinde getiriyordu.Sürekli birbirlerine bağırmaları,Yoon jae'nin ikide bir Ji Eun'a tavuk ya da gıdak diye hitap etmesi..Kalk evi temizle,acıktım bana yemek hazırla demesi gibi ritüeller diziyi güzel kılan şeylerdi  :)

Onun dışında kıyafet seçimleri aşırı zevksizdi.2000'lerin başlarında ki modayı bu kadar rüküş bulan bir tek ben miyim acaba?


Dizinin Türk versiyonu,''İlişki Durumu:Karışık''a gelirsek,dizinin her şeyi,replikleri bile cümlesi cümlesine aynı alınmış.Sadece Yoon jae nin babaannesi yerine burada dede karakterini koymuşlar.
İlk başta dizinin ismi bana itici gelmişti ama Kore versiyonunu izledikten sonra neden böyle koyduklarına hak verdim diyebilirim.Tanıtımları falan çok da iyi olmadığını düşünüyorum.Zira Kore versiyonu olmasa açıpta izlemezdim.

Ayşegül'ün arkadaşları dışında dizinin karakterlerini rollerine yakıştırdım.Fakat başrolleri Seren Şirince ve Berk Oktay'ı birbirlerine yakıştıramadım:) Başrolde ki kıza saf birini oynamak yakışmış.Berk Oktay da daha çok ağır abi havasında ama Yoon jae'nin komik hallerinde neler yapacak göreceğiz..Bunların yanı sıra,Türk versiyonunda Kore versiyonunda ki sıcaklığı bulamadım.Bunda etken Korelilerin kendilerine has hal ve hareketleri ya da dizinin şarkıları da olabilir.
Zaten ''My girl'' gibi eski dönem Kore dizilerini sevenler ''Full House''u da seveceklerdir :)




Bir de ''Full House''dan bahsetmişken bu videoyu paylaşmasam olmaz.Dizinin bir bölümünde Ji eun Yoon jae'nin ailesi için Kore'de popüler bir çocuk şarkısı olan ''3 ayı'' yı söylemişti.Sonra Yoon jae bir bölümde Ji eun'un moralini düzeltmek için söylemişti :) Acayip keyifli bir sahneydi.Bu yaşımda aklıma takıldı.Evde ''gom se mari ya'' diye dolanıyorum :D

 Hatta sözlerini de paylaşayım sizlerle;Bir evde üç ayı yaşarmış,Baba ayı,anne ayı,bebek ayı.Baba ayı şişkoymuş,Anne ayı zayıfmış,Bebek ayı çok tatlıymış.Hepsi güzelce yaşarmış :D Nasıl sözler?Beni bunu evde korece söylerken hayal edin.Neyseki kimse anlamıyor :D





16 Temmuz 2015 Perşembe

Mutlu Bayramlar :)

Bir on bir ayın sultanını daha ağırladık,nicelerine kavuşmak dileğiyle...
Sevdiklerinizle,şeker tadında bayramlar :)

14 Temmuz 2015 Salı

Bunlardan İstiyorum.

Bollywood macerasına kendimi kaptırdığımdan beri müziksiz,danssız filmler artık yavan gelmeye başladı.Her film de bir nişan,bir düğün hatta bazen iki düğün muhakkak oluyor.Bu sahnelerde ise benim en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de taktıkları birbirinden güzel,şatafatlı takılar...İnsanın ister istemez gözünü alıyor.



Özellikle bir Kajol fanı olarak taktığı takıların hastasıyım.Kulağından sarkan devasa küpeler,saçının ortasından sarkan takısı(ismi var mı bilmiyorum),kolunda bazen neredeyse dirseğine kadar uzanan bilezikler çok hoş görünüyor.Normalde beni görseniz yüzük takmaya bile üşenirim.Giyim tarzım gayet sadedir öyle şatafatlı,parlak,devasa şeyleri sevmem.Fakat gelin görün ki bu filmler benim algımı değiştirdi! 







Hintliler bu takıları düğünlerde,nişanlarda takıyorlar.Bizde belki düğün,nişan için fazla gelebilecek şeyler ama kına gecesi gibi bir organizasyon konseptine gayet uygun olabilir aslında.Zaten onlarda da düğünden önceki gün kına gecesi oluyor ve düğünde de gelinlik yerine bizim kına gecelerinde giyilen bindallıya benzeyen bir şey giyiyorlar



Her şey iyi,güzel, hoşta hintliler abartıyı sevdikleri için bazen burunlarına taktıkları hızmayı da abartıp devasa büyülükte bir şey takıyorlar.O hiç güzel durmuyor belki küçükleri yine kabul edilebilir ama yine de bana uygun değil.







Hele ki bilezikler,hayatlarının değişmez bir parçası.Düğün dernekte gerekmiyor.Sürekli kullanıyorlar ve bazen dirseklerine kadar bu bilezikleri taktıkları oluyor.




Siz nasıl buldunuz hint takılarını? 
Kına,düğün gibi özel bir günde bunlardan takmak ister miydiniz? Yoksa hiç bana göre değil mi dersiniz?:)








9 Temmuz 2015 Perşembe

Son 1 hafta kala her güne alternatif sahur tarifleri



Sizde sahuru bizim gibi kahvaltı tarzında yapanlardan mısınız? yoksa akşam yemeklerini pişirip yiyenlerden misiniz?

Sahuru akşam yemeği gibi değilde kahvaltı tarzında yapınca insan haliyle gün boyunca açlığa dayanmak için kahvaltılıkların yanında doyurucu güzel şeyler olsun istiyor.Ben de hepsinin bir arada bulanabileceği bir yazı hazırlamak istedim.Biliyorum biraz geç kaldım,işler güçler dolayısıyla..Ama son 1 hafta kala her gün bir tanesini yapsanız da olur ya da dilediğinizi seçipte yapabilirsiniz:) Ayrıca ramazan sonrasında da kahvaltılık olarak yapacağınız güzel seçenekler olur.

Çoğu zaten bildiğiniz şeyler ama liste halinde,benim tariflerimle de bulunsun..




1.Kabarcık



Kabarcığı çok seviyorum.Kızartma olmasına rağmen fazla yağ çekmiyor.Puf puf oluyor.Sahura da çok uygun bir tarif.

Daha öncesinde tarifini burada paylaşmıştım..

2.Çıtır patates köftesi 


Dün gece tamda bunu yaptım :) Biraz kalorili ama epey doyurucu ve tadı da harika! Bunu yiyip de beğenmeyenini görmedim ben :)

Tarifi için buraya tıklayın..

3.Kahvaltılık pofuduk




Ne yazık ki bu tarifimin görseli yok :( Çünkü fotoğraflamayı unutmuşum ama bu gece bunu yapmayı planlıyorum.İnşallah o zaman güncelleme yaparım.

Tadı gözlemeye benzeyen yapımı da çok kolay güzel ve doyurucu bir lezzet.

Malzemeleri:

1 su bardağı süt
1,5 su bardağı beyaz peynir(küp küp doğranmış)
1 tane yumurta
1 tutam maydanoz(ince ince kıyılmış)
1 tane kabartma tozu
1 çay kaşığı pulbiber
1 tutam tuz
1 paket kabartma tozu
aldığı kadar un
kızartmak için yağ



 Yapılışı: Karıştıma kabına un ve kabartma tozunu alıp ortasına bir boşluk açıp diğer sıvı malzemeleri bu havuza alın.İlk önce içindekileri karıştırıp sonra yavaş yavaş yanlarından unu da karıştırın.Kek kıvamından biraz daha katı bir hamur elde edin.
Kızartacağınız tavaya çok az yağ alıp kızdırın.1 çorba kaşığı harçtan alıp tavaya bırakın.Önlü arkalı kızartın.

4.Krep

görsel:vikipedi

Bu ay içerisinde bir kez yapabildim,bir kere daha yapmak istiyorum.Tabiki de siteye eklemem diyerek fotoğraflamamıştım:(
Herkesin bildiği bir tarif.Listede bulunsun diye ekliyorum.Doyurucu ve dürüm gibi yapılıp yenebildiği için de pratik.İsterseniz peynir domatesle,isterseniz çikolatayla,reçelle..

Tarifi:
2 su bardağı süt
2 su bardağı un
2 adet yumurta
1 tutam tuz
Pişirmek için bir yemek kasığı yağ

Yapılışı:Bütün malzemeleri karıştırın.Tavaya yağı dökün ve kağıt havlu ile yayın.1 kepçe harçtan alıp tavaya bütün harcı yayın.Üstünden piştiğini anlayınca diğer tarafını çevirin ve pişirin.

5.Fırında patates


Biraz yapımı uzun sürüyor.O yüzden yarım saat öncesinde yapmakta fayda var.Birde sahurda yeneceği için baharatlar daha az atılırsa daha iyi olur.

Tarifini burada paylaşmıştım.

6.Yumurtalı patates

Biliyorum bu tarifte buraya eklenir mi diyeceksiniz ama cidden ben bu tarifi çok seviyorum.Herkesin kendine göre bir usulü var ama ben sadece yumurtayla patatesle bırakmıyorum bunu.İçine kırımızı biber,yeşil biber,salam,kaşar peyniri de atıyorum.İsteyen daha da fazla çeşitlendirebilir :)

Tarif: (Ölçü vermeyeceğim istediğiniz kadar yapabilirsiniz ama 1 patatese 2-3 yumurta gidiyor)Patatesin kabuğunu soyup küçük küpler şeklinde doğrayın,kızartın.Bir taraftan istediğiniz kadar yumurtayı çırpın içine tuz ,pulbiber,karabiber atın,karıştırın.Tavaya küçük küçük doğradığınız biberleri atın.Onları biraz çevirin.Sonra salamları atın biraz daha çevirip,kızarttığınız patatesleri içine atın ve yumurta harcını da içine dökün.En son peynirleri de içine alın ve altını kapatın.


7.Kahvaltılık muffin



Bu tarifte henüz yapmadığım ama yapmak istediğim bir tarif.Sizinle de paylaşmak istedim.Tarif aslında omlete benziyor ama muffin olduğu için porsiyonluk olması benim hoşuma gitti.Hem de göze hitap ediyor.

Malzemeler:
iç malzemeler

2 adet sosis( küp küp doğranmış)

6 dilim sucuk( küp küp doğranmış)
Yarım su bardağı rendelenmiş kaşar
1 tane yeşil sivri biber
1 tane çekirdekleri çıkartılmış küp küp doğranmış domates
2 dal maydanoz (ince ince kıyılmış)

2 adet patates rendelenip suyu sıkılacak

hamur malzemesi
1 su bardağı un
3 yumurta
Yarım bardağı süt
3 kaşık sıvı yağ
Yarım kabartma tozu
1 çay kaşığı tuz
Yarım çay kaşığı karabiber

Yapılışı:
Hamur malzemelerini mikserle karıştırın.Diğer tarafta iç malzemeleri karıştırın.İç malzemelerinin olduğu kaba hamur malzemesini ekleyin ve karıştırın(Kıvamı kek kıvamında olacak).Muffin kaplarını iyice margarinle yağlayın, her bölüme iki kaşık harçtan dökün.180 derecelik fırında kek kıvamında pişirin.





İşte benim bir haftalık tariflerim bunlar.Aslında tabiki daha çok tarif var.Mesela tatlı seviyorsanız pankek de yapabilirsiniz.Burada tarifini paylaşmıştım.Ya da yumurtalı ekmek de yapabilirsiniz.Pek çok seçenek var ama benim favorim bunlar.İnşallah yararlı olur.

Sizin sahur için değişik tarifleriniz var mı?












7 Temmuz 2015 Salı

The Time We Were Not In Love (Ha ji won'un yeni dizisi)


Hayatımda ki bir başka yoğun dönemi de atlatıp rahat bir nefes alınca sonunda hayalini kurduğum boş zamanıma kavuştum :) Bu benim için bol bol dizi izlemek,arkadaşlarla buluşmak,blog yazmak,kitap okumak vs. gibi şeyler demekti.Bu dönemde bir şeyin daha farkına vardım ki,Allahtan olmasını isteğimiz bir şey için dua ederken çok aceleci davranıyoruz.Aslında bir taraftan hayırlısını diliyoruz ama o iş hemen olmayınca da üzülüyoruz.Bundan bir 5 sene önce olmasını istediğim bir şey şimdilerde gerçekleşti.Allah bizim için en hayırlısını biliyor kuşkusuz.Eğer o şey bizim için hayırlıysa sonucunda öyle ya da böyle oluyor.O yüzden istediğimiz şey için gayret edip,dua edip tevekkül etmek en doğrusu ve güzeli.O en doğru zamanı da en hayırlısını da bilir.Bunların her zaman bilincindeydim ama yaşayarak insan daha iyi anlıyor.

Gelelim diziye,ne zamandır bir Kore dizisi izlemek istiyordum ama yeni bir şeylerden de olsun istiyordum.Sonra Secret Garden'dan pek bir sevdiğim Ha ji won'nun yeni dizisinin resimlerine rastladım.Güzel bir diziye benzediğini düşünerek izleyeyim dedim.Zaten dizi şu anda Kore'de yayınlanmaya devam ettiğinden sadece 3 bölümü çevrilmişti.Hepsini de izleyiverdim :) 
Dizinin ismi ''The time we were not in love'' aslında Korece ismi ''seni sevdiğim zamanlar'' ama nedense ingilizce ''aşık olmadığımız zaman'' diye çevirmişler.Bunda da vardır bir keramet herhalde:)


Dizinin türü romantik-dram.Komik öğeleri de epeyce olan sevimli bir diziye benziyor.Ha ji won'un Secret Garden'da ki erkek çocuğu halinin tam tersi 30'lu yaşlarında bir kadının zarif tarzı hakim.Hele ki karakteri,ayakkabı markası pazarlama müdürü olduğundan dizi boyunca giydiği ayakkabılara bittim!

Bridget Jones'un konusuna benzer şekilde 34 yaşına gelip evde kalmış Oh ha na(Ha ji won) etrafında evlenmesi için yapılan psikolojik baskılar,talihsiz kaderi ve gelişen olaylar anlatılıyor.Oldum olası bu tür dizileri,filmleri sevmişimdir.Bridget de favorimdir zaten :) Oh Ha Na evde kalmasına  kalmıştır ama liseden beri arkadaşı olan her zor anında yanında olan ve anladığım kadarıyla Ha Na'ya yanık olan Choi Won'la arasında bir şey olmamıştır.İlerleyen bölümlerde de sebeplerini gösterecekler herhalde ama şimdilik o kısım işin sırrı olarak saklanıyor.Bu yüzden bir sonraki bölümü de epey merak ediyorum :)


Dizide Secret Garden sevenleri mutlu edecek bir sürpriz de vardı.Secret Garden'da benim favorim Oska'yı oynayan Yoon sang hyun'da konuk oyuncu olarak oynamıştı.Ha na,evlenebileceği kişileri düşünürken adaylardan biriydi :)



''Dilenci kılıklı herifler tarafından öylece bir kenara atıldım'' 
Bu replikte de epey güldüm ya :)




Not:Bu replikleri bulayım,bir de düzenleyeyim diye canım çıktı.Çünkü izlerken ekran görüntüsünü almamıştım :( İnşallah yorumlarınızla destek verirsiniz şu gariban bloggera :P