2 Aralık 2017 Cumartesi

Bir Ses Bir Soluk


Her uzun aradan sonra olduğu gibi yine bir kez daha nasıl giriş yapacağımın bilememezliği içerisindeyim.

Şubattan beridir görüşmiyoruz sizinle.Son yayınladığım yazımın oranlarına baktığımda sayfamda yeni bir şey var mı diye çokca kontrol ettiğinizi ve göremediğinizi farkettim.Bir ses bir soluk olmak için yazmak istedim :)

Daha önce uzuuunca aralar verdiğim oluyordu bloglamak için ama bu sefer en uzunu oldu sanırım.O dönemki bahanelerim okulumun yoğun olmasıydı,sınavlarımdı,arkadaşlarımdı derken şimdi ki yaşantıma bakıyorum da aslında onlar hiç bahane değilmiş.Asıl şu an çok büyük bir mazaretim varmış.

2017'yi bitirmek üzereyiz.İnsan büyüdükçe zaman daha çabuk geçiyor sanırım.Belki de hayatın koşuşturması içerisinde yaşadığım şeylerin farkına varamıyorum da ondan öyle geliyor.

Kısaca hayatımın şu dönemini özet geçmek istiyorum ki bunları anlatırken neden bloglayamadığımın mazareti de ortaya çıkmış olacak zaten.Aralarda bahsediyordum hatırlarsınız belki geçen sene işe başladım ve hala aynı işte çalışıyorum(azimle ve gayretle!:) Parantezin nedenini soracak olursanız işyerim Avrupa yakasının bir ucunda ve evim Anadolu yakasının bir ucunda kaldığından sabah 07:30 da başlayacak işime 05:20 de kalkmak zorunda kalmam ve akşam 17:00 da biten işimle birlikte 19:00- 19:30(bazen 20:00 bile olabiliyor) eve varışımla günün son bulduğu bir işte çalışıyor olmam.Köprü trafiği, iş ortamında yaşadığım stres,yorgunluk katlanınca eve kendimi zor atmam cabası.Çoğu zaman direnmeye çalışıyorum erken uyumamaya fakat bu sefer de ertesi günü uykulu vaziyette,verimsiz geçirmeme neden oluyor.

İşin çok mu güzel? Çok güzel değilse neden çekiyorsun? bu zahmeti diyebilirsiniz.Birincisi hayır işimden memnun değilim,ikincisi hayatta bir noktadan sonra sorumluluk sahibi olmanız gerekiyor,toplum baskısı nedeniyle kendinizi hiç istemediğiniz bir yerde artık hayallerinin bile ne olduğunu unutacak halde yaşıyor olarak buluyorsunuz kısacası sadece robot oluyorsunuz.Sanki duyguları olmayan sadece çalışmak için yaratılmış ne derlerse susacağın,haksızlıklara katlanacağın ve emeğinin karşılığını alamadığın ama yinede sömürülen bir robot haline geliyorsunuz.Okuduğun okullar yüksek lisanslar falan ne kadar başarılı olduğun ne kadar emek verdiğin görülmüyor bile..Bloga yazmak benim için ayrı bir zevk iken malesef ki gerçek hayata döndüğümüzde maddi anlamda hiç bir getirisi olmadığı için uzak durmak zorunda kalıyorım.Malesef Blogta Youtube ortamı gibi her tıklandığınızda her görüntülendiğinizde devasa paralar elde etmiyorsunuz hem de hiç bile elde etmediğiniz oluyor! Örnek olarak ben :) Arada sırada bomerang üyesi olduğum için ufak tefek reklamlar yayınlıyordum fakat o paranın elime geçmesi için de 50 Tl gibi bir sınıra ulaşması gerekiyormuş.Düşünün 2013 ten beri blogum var daha 50 TL sınırına bile ulaşamamışım :) Ki zaten teklifleri de birebir takip etmediğim için çoğunu da kaçırdığım oluyordu hoş kaçırmasam süper ötesi bir şey de olmuyor anlayacağınız.

Hayatımda da çok büyük değişiklikler oldu bu yıl.Mesela 2 tane en yakınımdan kazık yemem gibi.Normalde yalnız olmayı sevmeyen biriyken son 4-5 aydır kimseyle görüşmek istemiyorum.Görüşmek isteyen arkadaşlarıma bahaneler buluyorum.Yazan arkadaşlarıma saatler sonra döndüğüm saçma sapan kısa kısa cevaplar verip başımdan savuşturmaya çalıştığım oluyor.İnsanlara karşı o kadar yabancılaştım ki anlatamam.Sanırım gerçek hayatın anlamını yeni yeni öğrenmeye başlıyorum.Bu beni insanlardan soğutuyor.Sosyal medyada da bulunduğum durumun aksine herkes mutlu herkes hayatında süper ötesi güzellikler yaşarken benim içten içe acı çekmem içimde tezatlıklar doğuruyor.Biliyorum sosyal mecrada çoğu şey sahte ama yinede bir gerçeklik payı var ve Allahın gücüne gitmesin ben de niye böyle diyorum.Her şey de bir hayır vardır tabi ki.Yaş ilerledikçe toplum baskısından kendi hayallerimden mütevellit ''yapamayacağım, başaramayacağım''kaygısı yaşamam da ekstra cabası.

Hayatında iyi yönde bir gelişme,değişiklik oldu mu derseniz,biliyorsunuz 3 sene önce Güney Kore seyahatim olmuştu.Her seferinde tekrar farklı bir yerleri gezip görme hevesi hep içimde vardı.Yaşadığım bazı olayların  beni ateşlemesiyle ve artık çalışan biri olarak bir miktar kazancım sağladığı getiriyle Avrupa seyahatine çıktım.Hoş onun bile arka planında tatsızlık yaşadığım zaman oldu hani şu kazıklardan bir tanesi ama ona hiç girmeyeceğim şimdi.Fotoğraflarımı anılarımı buralara dökmek istiyorum ama içimdeki bu boşvermişlik,zaman darlığı buna engel oluyor kendimde o enerjiyi göremiyorum.Yazının girişindeki resim Amsterdamda tarafımdan çekildi mesela :) Ahh ahh blogger ortamı keşke bana bu imkanı sağlasa da uzun uzun güzel güzel yazılar paylaşsam...

Bu kadar depresif bir yazıdan sonra depresyonda bu kız diye düşünebilirsiniz belki farkında olmadan öyleyimdir bilemiyorum :) Hayatta ne dertler var biliyorum.Allah göstermesin.Bu zamanımıza da bin şükür.İnsanoğlu olarak yetinememezlik kanımızda var demek ki.


Bu arada blogger arkadaşlarımdan bloglarını kapatanları farkettim bundan çok önce.Bu beni baya bir üzdü :( Nerdesiniz yahu siz kendinizi iyi biliyorsunuz geçsenize iletişime benle :)

Sizde ne var ne yok?  Hayat nasıl gidiyor? Hala sayfamı ''acaba bu kız bir şey yazdı mı ?''diye girip kontrol eden var mı acaba? Ben olsam çoktaaan pes etmiştim :)  Zaten hoş çok bir tıklanacak okunacak bir yazı değil ya.Hala siteyi ziyaret edip,beni merak eden varsa sizi çok öpüyorum ve sizde çok özlendiniz bunuda bilin istedim :)

                                                                                     


26 Şubat 2017 Pazar

Lee Min Ho'nun filmi ''Ödül Avcıları'' bugün Atv'de !




Merhabalar herkese!!

Yine bir duyuru yapmaya geldim.Bugün kahvaltı yaparken bir anda ekranda Lee Min Ho'mu gördüm.Noluyoruz beaa? derken baktım Min Ho'cuğumun Bounty Hunters(Ödül avcıları) filmi 21:50 de Atv'de verilecekmiş.

Ve beni en çok kahreden nokta ne biliyor musunuz? Erteleyemeyeceğim önemli bir işimin olması ve bu filmin zamanına denk gelmesi...Evren bana nasıl bir mesaj vermek istiyordu?.. :/
Olsun belki o zamana kadar işim biter de izleyebilirim diye düşünüyorum.Siz kaçırmayın derim bende..

Bu filmi doğru söylemek gerekirse oturup izlemedim.Kore sinemasının çok fazla müptelası var ve güzel işler çıkarıyorlar fakat nedense hep diziden yana olmuşumdur.Tabiki oppamın filmini çok merak ediyorum.Bugün fırsatım olursa izleyeceğim.Fırsatım olmazsa da illa ki oturup izleyeceğim :)

Film Kore-Çin ortak yapımı bir filmmiş ve  yetenekli bir çetenin uluslararası suç işleme macerasını anlatmaktaymış.Kulağa çok fazla Amerikanvari bir konu gibi geldi değil mi? :)

Daha önce tv de Kore filmi yayınlanmış mıydı? O kadar efsanevi,kopyalanmış Kore filmleri varken Lee Minhocuğumun filmini seçtikleri için Atv'ye buradan teşekkürlerimi sunarım.(Bir de burada evran yine mi ayrı bir mesaj vermiş diye düşünmeden duramıyorum? :))Ayrıca devamını da diliyoruz efenim.Bol bol Kore ve Hint sinemesı eserlerini görebiliriz ekranda..Buradan da kendilerine seslenmiş olduk.


Diyeceğim o ki saatleri şimdiden kurun..Ben izleyemesem de benim yerime de izleyin,izlerkende beni düşünün :) herkese iyi haftalar şimdiden! :*



13 Şubat 2017 Pazartesi

Gizli Bahçe Kitap Yorumu~~ Neden bir süredir yokum? Yorumlara neden kayıtsız kaldım ?




Selamlaarr :)

Secret Garden'ın kitabı çıktığında duyurusunu buradan yapmıştım ve en kısa sürede alacağımdan bahsetmiştim.Sağolsun sevgili kızkardeşçim bana hediye olarak kitabı aldı.Kendisi bloğumu okuduğundan birde buradan teşekkür edeyim ;*

Gelelim kitap yorumuma..Zibilyon kere söyledim galiba en sevdiğim Kore dizisidir Secret Garden..Kitabı ise direk lafı uzatmadan söyleyeceğim,çok beğendim ! Nedeni ise diziden farklı içeriği olması ya da extra bir şey olmasından kaynaklanmıyor aksine tamı tamına dizinin aynısı.Sahneler,olaylar,tepkiler yazıya dökülse bu şekilde olurdu.Elime senaryoyu almış okuyormuşum gibi hissettirdi :) Ama asla sıkmadı..Bilmiyorum çok sevdiğimden midir nedir?

Yazarı Kang Yi Eul'un gerçekten çok değişik bir kafası olduğunu düşünüyorum.Yoksa böyle olay akışı ve özellikle Kim Joo Won'un sarfettiği zekice ve tamda olaya uygun sözleri nasıl olurdu?
:) Kitabı sevmemin diğer sebebi de diziyi izlerken hızlı hızlı söyledikleri cümleleri kaçırıyor  olmam ve dizinin akışı bozulmasın diye geriye almıyor olmamdan çoğu şeyi kaçırmamdı.Burda öyle bir durum olmuyor.Hatta burada öyle mi diyordu ya? falan oldum okurken :)

Kısacası diziyi sevdiğimden ve kitapta tam dizinin yazıya dökülmüş haliyken sevmesem olmazdı :) Kitabın arasından bir de Hyun Bin posteri çıktı bu arada :) Onu da başka bir postta gösteririm :)

Ayrıca Gizli Bahçe kitabının ikincisi bile çıkmış bu arada duyurusunu da bu şekilde yapmış olayım ve tabi ki onu da alacağım :)


Şimddiii gelelim ben bunca zamandır neden yokum? neden bana yazılan yorumları onaylamadım? Cevap yazmadım? vs.
Öncellikle blogumda eskisi kadar aktif değilim çünkü hem çalışmaya başladım hem de okuyorum.Geçen sene sadece okulla birlikte çok güzel bir tempoda gidiyordu fakat iş hayatı girince bloğa sadece acıklı gözlerle şöyle bir uğrayıp çıkabilir hale geldim :/
Sonrasında niye yorumlara kayıtsız kaldım? onaylamadım vs.
Bana gelen yorumlarda da cevap verdim aslında.Utanıyorum biraz  doğru söyleyeyim ama bunca zamandır ben de neden bana yorum gelmedi diye üzülüyordum..Şöyle ki;Blogger benim işe başladığım dönemlerde bir güncelleme yaptı ve arayüzü değişti.Eskiden yorum geldiğinde hemen giriş bölümünde görüyordunuz.Fakat güncellemeden sonra denetleme bekliyor bölümü eklendi ve bende orada işte yorum olursa işaret olacağı şeklinde bir düşünceyle giriş yapmamışım hiç! Yorumlar bölümü ise yayınlananları gösteriyormuş falan..Neyyyssee velhasıl efendim bunca zaman meğer benim sevgili takipçilerim beni yalnız bırakmamışlar güzel güzel yorumlarını iletmişler de benim cahil kafam o yorumları farketmemiş bile.Oysaki sizden gelen yorumlar benim için o kadar değerli ki..Aynı ya da farklı düşüncelerde zahmet edip yazıyorsunuz o bile benim için müthiş bir duygu..

Umarım belli bir süredir bana yazıp,cevap alamayanlar bana küsmemiştir.Valla bilmiyordum.Cahilliğime verin :) Zaten bloğumu açtığımdan beri her yoruma cevap veriyorum..Lütfen çekinenleriniz varsa da rahat olun biz bizeyiz burada :) Umarım küsmüş olan varsa da bu yazıyı görmüştür.

Hepinizi öpüyorum.

Sevgiler Lovebird'den :)







8 Şubat 2017 Çarşamba

Do You Want To Build A Snow Man? ~~Olaf Yaptık :)



Geçen ay bu zamanlara tekabül olan bir zamanda kardeşçeğizimle Olaf yapmıştık.Ne zamandır paylaşmak aklımdaydı.Herkes kahvesiyle devasa kardan adamıyla sosyal medya da boy gösterirken ben de sefil gibi elim boş kalakalmıştım.Biraz rötarlı olsa da paylaşımlarıma devam ediyorum.İyidir iyi :)

Küçükken herkesin yılbaşı geleneği olduğu gibi bizde apartmanda kim varsa dışarı çağırır devasa kardan adam yapardık.Son dönemlerde o kalmadı tabi..Geçen sene Frozen'ı izlediğimde aklımda Olaf yapmak vardı fakat hasta olduğum için dışarı çıkmaya tenezzül etmemiştim.Kar,İstanbul'a da öyle bir gelmiş gitmişti.

Bu sene maşallah baya yağdı :)
Tabi ki içimde ukte kalan şeyi yaptık hemen hem de dışarı çıkmadan :) Ellerim buz kesmiş olsa da az çok bir şeyler yaptık sanki :)


Evet 24 yaşındayım ve utanmıyorum :)



Gerçi bizim Olaf neşeliden ziyada efkarlı duruyor gibi bir hali var hehe :)) Fotoğrafta çıkmamış ama o göz yuvalarını falan bile tıraşladım heykeltıraş edasıyla bakmayın :) Kardeşimin fikriyle de ağzının iç kısmını maviye de boyadık.Tabi o da aktı gibi gözüküyor -_-

Olayın en komik kısmı ne biliyor musunuz? Filmde de Olaf'ın kafası bir oraya bir buraya düşüp duruyordu bizim Olaf'ın kafası da düşüp durdukça filmdeki şapşik halleri geldi aklımıza :)

Frozen'ı hala izlemediyseniz bu yetişkenlere göre değil falan demeyin aşırı ders verici şeyler de var içerisinde.Çok başarılı bir yapım :)

İzleyenler bilir filmin içinde Olaf'ın ''In Summer'' isimli şarkısıda mevcut ben buraya Türkçe'sini paylaşıp gideyim.O da çok güzel olmuş.İzleyip izleyip neşeleniyorum :)  

Yaz mevsimini seven şapşik kardan adamımız Olafın ''Yaz Günü'' şarkısını yazıyı okumadıysanız bile muhakkak izleyin ya..Neşeniz yerine gelsin :)









29 Ocak 2017 Pazar

Moon Lovers / Scarlet Heart:Ryeo (Dizi bahane,Ost şahane:))


Moon Lovers'ı henüz bitirmişken sıcağı sıcağına yazmak istedim.Çünkü ne zaman bir diziyi izleyip sonradan yazarım desem o dizi hakkında düşüncelerim uçup gidiyor sanki.

İyi yanıyla,kötü yanıyla yazalım bakalım neler çıkacak;

İlk önce dizinin kötü yanlarından bahsedecek olursak;

1.Herkesin ortak isyanı sanırım bu diyeceğim şey;Hae Soo'nun yüzlerce yıl öncesine gidip 2 bölüm sonrasında bütün geçmişe adapte olması -.-
Ya tatlım,Hae Soo'cuğum ya da gelecekteki adın neyse biraz fazla ortama alışmadın mı?Tamam anlıyorum dengo sevgilin ve sinsirella en yakın arkadaşın tarafından aldatıldın(spoiler sayılmaz).Hayat zordu falan da,sen milenyum insanısın ya annen,baban,kardeşin bir şeyin yok mu gelecekte?Hiç mi özlemezsin?  
Bir iki detay dışında geleceğe pek bir gönderme yoktu malesef :/ Bu da hikayeye kendinizi adapte etmenizi zorlaştırıyor.




2.İkinci erkeğe aşık olma olayını abartmak-.-
Abartmıyorum dizi 20 bölüm ise ilk 15 bölüm başrol kızın (IU) ikinci karakter olarak sayılan 8. Prens Wang Wook'a aşkını izledik.Sonra bi ara ne olduysa ana karakter 4.prens'e aşık oldu! (Öhh bee dedirtti..) Artık sabır taşı falan kalmadı.Ciğerimiz soldu ana karakterle doğru düzgün bir şeyler yaşayacaklar diye bekleyene kadar..Diğer dizilerde de arada bu yapılıyor.Hatta ana karakter kızın ikinci karakteri sevmesini istediğimizde oluyor ama bu biraz fazlaydı sanki-_-


3.Kötü son olayında devrim yapmak
İzleyenler bu dediğimi çok net anlayacaklardır.Spontene bir son olmasın daha da çok saçmalamayalım diye ortaya karışık alelade bir son getirmişler.Kore dizilerinde de Türk dizilerinde olduğu gibi bir türlü doğru düzgün son yazmayı beceremiyorlar..Bir diziyi efsanevi yapan nasıl devam ettiğiyle birlikte en önemlisi nasıl bir sona sahip olduğu..Dizi bittiğinde daha devamı gelecek falan diye bekledim o kadar havada kaldı ki..

Gelelim iyi yanlarına;

Dizinin ost'u muh-te-şem!
Benim favorim ise aşağıdaki;
Epik High - Can You Hear My Heart (Feat. Lee Hi) şarkısı;




Ayrıca biliyorum çok fazla EXO fanı var fakat dizinin bilmem kaçıncı bölümlerinde EXO üyesi Byun Baek-hyun'un oynadığını öğrendim.Hatta gruptan arkadaşlarıyla (CHEN & XIUMIN (EXO) - For You şarkılarını da söylemişler.Bu şarkıya da bayıldım



Ayrıca Byun Baek Hyun dizinin en çok izlenesi sebeplerinden bir tanesiydi sanırım :) Aşırı sevimli ve sempatikti ya :)



Genel itibariyle bu dizi hakkındaki en büyük olumlu izlenimim bütün şarkılarının harika olması.Yapımcılar bütün kaliteli şarkıcıları toplayıp,acımayıp basmış parayı.Fakat hikaye olarak her şey havada kaldı..Malesef fazlasıyla hayal kırıklığına uğradım :(

Diyeceğim o ki müziklerini dinleyin ama vaktiniz değerliyse başka seçeneklere yönelin :)

Lovebird'den sevgiler;)