29 Aralık 2015 Salı

Oh My Venus (Güncel izlediğim diziler)



Oh My Venus daha çıkmadan birçok blogta tanıtım yazılarına denk gelmiştim.Fakat o zamanlar bir antipatiklik duymuştum.Sebebi ne oyuncular ne senaryo..Ben de bir garip huy var.Bilmiyorum herhangi bir psikolojik adı var mı ama? O anda birçok kişinin takip ettiği şey,ortalıkta çok fazla konuşulan popüler bir şey beni hiç etkilemiyor.Aynı zamanda antipatikliğimi de kazanıyor.Bir ön yargı oluşuyor.O şey ne zaman popülerliğini yitiriyor anca o zaman bende bir ilgi oluşuyor.Bunun sebebi ne gerçekten bilmiyorum ama sırf benim mallığım yüzünden olabilir :D Şimdilerde o huyumu yenmeye çalışıyorum.Çünkü ne zaman ön yargıyla yaklaştığım şey varsa şu an onların hastasıyım:)



Neyse gel gelelim boş bir vaktim olunca da popüler mopüler bakmadan diziyi izlemeye koyuldum :) Gayette sevdim :) Shin Min Ah maşallah 31 yaşında olmasına rağmen genç kız havasında..So ji Sub desen zaten kendisi Kore'nin Johnny Depp'i diye biliniyor.Bu ikiliye bakıldığında bir Lee MinHo&Suzy ikilisinin ortaya çıkardığı etkiden daha az bir etki çıkardığını düşünmüyorum.Hatta bunlar bir tık bile önde olabilir.Fakat ne yazık ki sadece kamera önünde bir çift olarak değerlendirebiliyoruz.Zira Shin Min Ah şu sıralar  genç kızların yeni gözdesi Woo Bin çıtırıyla birlikte..Yalnız dizide bazen Shin min ah ile So ji sub aşırı yakınlaşmaları olabiliyor.Nasıl kıskanmıyorlar?Nasıl ''bu sadece iş canım'' gözüyle bakabiliyorlar hayret ediyorum doğrusu..

Konusunu zaten bir çoğunuz biliyorsunuzdur.Tipik bir Bridget Jones hikayesi..Bir nebze Birth Of Beauty'e de benziyor bence..Yıllar geçtikçe çok fazla kilo alan ve sonucunda da 15 yıllık sevgilisi tarafından terkedilen mazlum,eziklenen kız.Tabi oradan hemen cengaverimiz So ji sub'ımız kızımızı bu halde bırakır mı?Hemen zırt pırt karşılaşmacalar,acımalar sonrasında yardımlar ve arkadaşlığın aşka dönüşmesi falan filan :) Yalnız kız böyle bir yıkılmanın ardından hemende So ji sub'ı buldu etti :) Bunlar sadece ve sadece hayal ürünüdür diye bizim gözümüze sokmaları lazım bence :)

Shin min ah'ı ilk tombiş gördüğümde çok şaşırmıştım :) İzlemeyenler varsa Shin min ah'ın şimdiki halinin üstüne bir 20 kilo eklesin,öyle hayal etsin :)



Dizinin bombesi bence Henry.Kendisi Super Junior'ın üyesiydi.Sonra solo çalışmaları oldu.Dizinin maskotu resmen :) Diziyi aşırı sevimli hale getiren etmenlerden biri :)


Bu adama gelince neden hep karısını,sevgilisini aldatan kötü adam rolünde çok merak ediyorum:) Birth Of Beauty'de de öyle birini canlandırmıştı hatırlarsanız..


Az biraz yazıp çıkacaktım yine çenem düştü benim :) Siz nasıl buldunuz diziyi?








22 Aralık 2015 Salı

Yeni Yıl İçin Alınabilecek En Güzel Hediye


Şimdi yazının başlığına bakıp hemen uçak, araba, sonsuz para diyeceğimi düşünüyorsunuz biliyorum ama bu sefer başka bir hediyeden bahsedeceğim. Yılbaşı yaklaşırken evde aile üyeleri tarafından gizli gizli işler çevrilmeye başlar. Herkes kendi hediyesini en güvenli yere saklamaya çalışır aynı zamanda diğerlerinin hediyelerini bulmaya çalışır. Bu yıl evde yılbaşı için hediyemi biraz erken buldum. Gardırobun en arkasında hışırdayan bir torba içerisinde hediye saklanırsa olmaz.
Neyse ben şu hediye kısmına geçeyim. Daha gelmeyen yılbaşının hediyesi: Oral-B şarjlı diş fırçası. Denemeye çekiniyordum ama hediye gelince keşke daha önce alsaymışım dedim kendi kendime.
Oral-B, profesyonel diş temizleme aletlerinden esinlenerek tasarlamış bu şarjlı diş fırçaları ile mükemmel bir temizlik deneyimi sunuyor. Diş plaklarını temizlemekte manuel fırçalardan çok daha etkili bir sonuç veriyor, ilk kullanımdan sonra bile daha önce sanki hiç bu kadar iyi dişlerimi fırçalamamışım gibi hissettim. Üç boyutlu oynar başlık sayesindeyse normal bir fırçanın yapamayacağı kadar hareket edip, normalde ihmal ettiğimiz ulaşamadığımız yerlere bile ulaşıyor. Fırça başlıkları dişleri tamamen sararak birçok noktaya temas ediyor ve muhteşem sonuçlar almamı sağlıyor.
Ağız bakımına çok önem veren birisi olarak bu benim için en iyi yılbaşı hediyesi oldu. Siz de yeni yılda sevdiklerinize Oral-B şarjlı diş fırçası hediye ederek onları mutlu edebilirsiniz.
Ürünleri incelemek ve yılbaşı indiriminden yararlanmak için tıklayınızBu arada, Burcu Esmersoy'lu videosunu da paylaşmadan duramadım :)

Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Kasım 2015 Cuma

Eğer bir gün Lee Min Ho'yu görecek olsam?-Mim ve birazcık da benden

Merhabalar sevgili takipçilerim ve rastgele bu yazıya denk gelen güzel insanlar :) En son ki yazıyı gireli 1 aya yakın bir süre olmasının tabi ki de belli başlı sebepleri var.
Öncellikle bu dönemde yüzüme gülen,samimiymiş gibi davranan ama arkamdan kuyu kazan tiplere şahit oldum.Bende de biraz saflık vardır.Bir değer verdim mi aşırısı veririm.Hayatta yüzeysel davranamam.Bütün samimiyetimi ortaya dökerim.Haliyle bütün açıklarımı belli ederim.Bu açıklarımı,zayıflıklarımı görüpte bir de verdiğim değerin rahatlığıyla ve şımarıklığıyla haketmediğim davranışlara,söylemlere maruz kalırım.Alttan aldıkça alırım,aldıkça alırım.En sonunda ezilen ben olurum.Hayatta böyle haksızlıklar varmış cidden.Böyle sahte insanlar varmış cidden.Sadece filmlerde,romanlarda değilmiş bu kişilik(siz)ler,direk benim hayatımın içinde yer alıyorlarmış.Ben böyle insancıklardan arındım bu dönemde.Bundan sonra da Rabbim iyi insanlarla karşılaştırsın inşallah..

Kendimle ilgili başka şeylerden bahsedersem, bir yüksek lisans öğrencisi olduğumdan dolayı hayatımda bir koşturmaca mevcut.Bu yüzden blogu ihmal ettim ama sizi gerçekten çok özledim! Samimi yorumlarınız her zaman bana çok iyi geldi ve güç verdi.Her zaman yanımda olun e mi? :)


Şimdi gelelim asıl mevzuya,sevgili arkadaşım Bollywood Terapi beni mimlemişti.Kendisi Shahrukh Khan'ı görsem ne olurdu tarzında bir mim hazırlamış benim de bir Min ho hayranı olduğumu bildiğinden Lee Min ho versiyonunu paslamış :) 


Aslında blogumu okuyanlar bilir,geçen sene Kore'ye gittiğimde bize belli bir program ayarlanmıştı.Sabahın kör vakitlerinde kalkıp akşamın geç saatlerine kadar bu program sürdüğünden ve benim Kore'ye gitme işim alelacele olduğundan çok fazla kendim plan program yapamamıştım.O yüzden böyle yok kanala gideyim,oppamın programına bakayım onu takip edeyim gibi bir durumum olamadı malesef :( Oysaki cidden Minhocuğumu görmek benim hayallerimden bir tanesidir.Anca işte Namsan Tower'a gittiğimiz vakit büyük boy kartonuyla foto çekindim.Yukarıya da ekledim.Buna da şükür :)

Peki eğer Lee Min Ho'yu gerçekten görsem ne olurdu?


*İlk öncelikle bir heyecan dalgasına kapılıp,elimin,ayağımın,sesimin titremesine engel olmaya çalışırdım herhalde(1a.heyecanlanınca ben).Sonra artık ağlarmıydım,bayılırmıydım,ayılırmıydım bilmiyorum.Arada ergenlere laf etsemde idolümle birebir karşı karşıya geldiğimde sergileyeceğim tavır aynı olurdu,hatta en fanatiğini bile solda sıfır bırakıp,mantıklı kişiliğimi ayaklar altına alır her saçmalığı da yapardım büyük ihtimal :D

*Konuşma gibi fırsatım varsa bildiğim bütün korece kelimeleri cümleleri sıralardım herhalde :D Minhocuğumun malesef ingilizce seviyesi düşük.Fakat bunu gözardı edersek şimdi;Kendisinin yegane oppam olduğunu,2011'den beri peşini bırakmadığımı,mimiklerine ayrı bir hayran olduğumu dile getirirdim :))




*Geçtiğimiz yıllarda Türk Min ho hayranları Lee Min ho'nun meşhur olma yıldönümü kutlamalarını Boğaziçi köprüsüne lazerle yansıttıkları yazılarla kutlamışlardı.Min ho 'da bu görüntüyü alıp resmi sayfasına kapak fotosu yapmıştı.Biz hayranlar ise bir neşe bir sevinç.Artık bundan sonra Türk hayranlarıyla daha fazla ilgilenir.İstanbul'a gelir belki falan diye düşünürken,aradan seneler geçti hala bir tık yok kendisinden..Minozlar burada kendini parçalaraken artık kayıtsız kalmayıp bir Türkiye'ye gelmesini isterdim kendisinden.Çebaaall oppa :D

*En son dizisinin ardından iki yılı geçtiğini belirtir.Kendisinden bir an önce kendine yakışan güzel bir dizide oynamasını,yakışmayanlara ise elini sürmemesi gerektiğini(bknz.the heirs) söylerdim.



*Suzy'le bi ara çıkan ayrılık dedikodularından ümitlendiğimi fakat yalan olduğunu öğrendiğimde ki hayal kırıklığından bahsederdim :P  Yok şaka bir yana ne kadar da fan olsam oppamın mutluluğunu isterim.Hatta Suzy'le evlenseler çok da güzel çocukları olur.Bir ömür boyu mutluluklar dilerim :))

*En sonunda da yalvar yakar kakaotalk hesabını isterdim herhalde.Ne bileyim o bana kurban bayramında mesaj atar ben ona Chuseok'da belki.Kötü mü olur ? :D:D



Şöyle bir bakış atarsa vedalaşmam çok zor olur :D
Yine de herşey için teşekkür eder,başarılarının devamını diler,en son da bir fotoğraf çekilip,vedalaşırım :)
Sonrasında hayatımın en özel ve güzel gününü yaşamanın verdiği sırıtmayla da anı defterimin en güzel yerine kaydederim :)



Hayaller güzel,hayal etmek güzel :) Siz kimi karşınızda görmek istersiniz? Gördüğünüzde neler hissedersiniz? Bu yazıyı yapmak isteyen herkesi mimledim varsayıyorum :)

Bollywood Terapi'ye beni mimlediği için çok teşekkür ediyorum :*








26 Ekim 2015 Pazartesi

Efsane DDLJ filminin 20. yıl kutlamaları


Bu sene Bollywood'un en ünlü ve bir o kadar da efsane filmi DDLJ (Dilwale Dulhania La Jayenge) filminin 20. senesi.O kadar efsane olmuş ki 20 sene vizyondan inmemiş bir film.Önceki yazılarımda Shahrukh-Kajol kimyasından kendimi tutamayarak sıkça bahsetmiştim.Bıraksalar her yazı da bu ikiliye gönderme yapacağım ki,gelin görün bu ikilinin bendeki tesirini.Yine kendimi tutamayarak bu yazıyı hazırlamak istedim.Okuma oranlarına baktığımda Bollywood yazılarıma çok fazla rağbet olmasa da her geçen gün çıkan resimler,haberlerle birlikte içimde oluşan heyecan,merak coşkusunu daha fazla tutamayacağıma karar verdim.


Kendisi de bir ddlj hayranı olan yönetmen Rohit Shetty'de bu sene aralıkta vizyona girecek ''Dilwale''yi çekmek için Srk-Kajol ikilisini yine bir araya getirdi.Dilwale setinden yayınladıkları her fotoğraf ise beni benden alıyor,heyecanımı bir üst level'e çıkarıyor*.*

Fotoğraflardan bir kaçı;


Uyuma geeelll :))


Bu setten yayınlanan ilk fotoğraftı.Srk-Kajol sevenleri baya heyecanlandırmıştı:)


Çekimler bir müddet Bulgaristan'da geçtiğinden Karadeniz sahillerinde görülen Srk-Kajol ikilisi..
Seni birazcık daha güneye alalım Shahrukhçum,ne iyi olur :)


''Ddlj'' filminin posterlerinde yer alan efsanevi pozlardan bir tanesi :)


Srk'un kendi hesabından paylaştığı Kajol'la birlikte rol aldığı bütün filmlerin kolajı :)
Bizim ülkede en bilindiği ''My name is Khan''.Trt'de bir çok kez yayınlanmıştı.

Dilwale'nin 18 Aralık'ta vizyona girmesi bekleniyor.Bir kaç hint filmi bizim sinemalarda vizyona girmişken Dilwale'nin de vizyona girmesi çok iyi olurdu.Fakat hiçbir Srk-Kjl fan sayfalarında böyle bir faaliyet göremedim :( Bence Twitterdan ya da başka bir seçenek varsa o vasıtayla bir etiket/etkinlik başlatılabilir.Belki toplu birşey yapılırsa dikkatlerini çekebileceğini düşünüyorum.

Neyse gelelim 20.yıl için çekilen küçük bir videoya..Bu video özellikle sonundaki sahneyle birlikte bizlerin yüzlerinde kocaman bir gülümseme bıraktı.Son sahnenin spontane geliştiğinden adım gibi eminim.Kajol'un tepkisi o kadar komik ki:)) Ama gülü görür görmez benim aklıma o sahne geldi.Nasıl yedi numarayı hala aklım almış değil :))


Bir başka video ''Dilwale'' filmi için çekilen bugün yayınladıkları kamera arkası videosu için buraya
20 yıl sonra ortaya çıkan geniş çaplı,komik görüntülerin yer aldığı ''Ddlj'' filminin kamera arkaları için ise buraya tıklayın.

Geçen senenin sonlarına doğru ise bir ddlj programı yapılmıştı.Fakat onun türkçe altyazılısını bırakın ingilizce altyazılısını bile bulamadım.Hint ingilizcesiyle özellikle Kajol'u anlamaya çalışmak kabusa dönüşüyor.Keşke Kore filmleri,aktörlerinin takip edildiği, kadar Bollywood'a da bu kadar ilgi olsa...


Buaraya kadar okudunuz mu? Gözleriniz dert görmesin :)

Bu kadar ddlj'den bahsetmişken yazıyı da şu cümleyle sonlandıralım;

''Come...Fall in love...'' ;)










22 Ekim 2015 Perşembe

Oreo'lu Milkshake



Yaz aylarının son demlerinde yapmıştım bu tarifi.Instagram'ın zararlı yönleri diye bir başlık açılırsa,öncelikle sürekli tatlı tarifleri paylaşan hesaplar gösterilebilir.Zira sürekli gözlerimizin önünde uçuşan çikolatalar,kremalar,şantilerle birlikte gelen tatlı kriziyle kalori bombardımanına maruz kalıyoruz haliyle.
Yine hesapları gezinirken yabancı sayfalarda sıkça karşılaştığım ''Oreo'lu Milkshake''i yaz bitmeden yapmak istemiştim.Annem de ne zamandır dillendirdiğim kavanoz bardakları alınca artık bunu yapmak farz olmuştu :)


Tarif için sadece üç tane malzeme yeterli.Süt,dondurma ve Oreo :)

Ben tarif için;
4 kaşık dondurma
6 tane Oreo
3 bardak süt  kullandım.

Bu malzemelerin hepsini blender'dan geçirdim.İşte hazır! :)
Resimde Milkshake'lerin renklerinin farklı olmasının sebebi ise kardeşiminkinin içine çikolatalı dondurma katmam :) Benim ki sade dondurmalı oldu.Siz isterseniz üstüne krem şanti döküp işi daha egzotik hale getirebilirsiniz :)


Tadına gelirsek ferahlatacak güzel bir içecek.Ama öyle sayfalarda ki gibi abartacak bir şey olmadığını söyleyebilirim.Zira bardağını 10-15 liraya satan yerler gördüm.Gidipte basit,evde yapabileceğiniz bir içecek için böyle saçma paralar vermek yerine evde mis gibi kendiniz hazırlayabilirsiniz:) Çok daha soğuklar gelmeden bence bir an önce kolları sıvayın :)









9 Ekim 2015 Cuma

Pera Müzesinde ''Kore Film Haftası'' (9-16 EKİM)



Merhabalar:)
Bugün Kore filmi severler için bir haber vermeye geldim.Pera müzesinde 9 ve 16 Ekim tarihleri arasında ''Kore Film günleri'' etkinliği düzenleniyor.Ben de tesadüfen internette denk geldim.Bugün etkinlik başlamış ama geç kalmış sayılmazsınız hala bir haftanız var:) Filmler ücretsiz olarak gösterilecekmiş.So Ji Sub'ın başrolünde olduğu''Sadece sen''ve ''Yüz okuyucu''gibi ve daha birkaç film daha gösterimde olacakmış.

Pera Müzesi ise İstanbul,Beyoğlunda.Randevusuz ve ücretsiz olması büyük avantaj.İstanbul'da Kore filmi severler için güzel bir etkinlik.Buradan da bilgisi olmayanlar ve katılmak isteyenlere de duyurmuş olalım.





6 Ekim 2015 Salı

''Birth of a Beauty''nin Türk versiyonu ''Eve dönüş''??


Dün tv izlerken Atv'de yeni başlayacak olan ''Eve Dönüş'' dizisinin fragmanına denk geldim.Bilmiyorum sizde denk geldiniz mi,benimle aynı görüşte misiniz? Fakat fragmanı izledikçe birçok sahnesi bana izlediğim Kore dizisi ''Birth of a Beauty'' dizisini anımsattı.Hatta şahsımca bazı sahneleri birebir aynı..

Fragmandan izleyipte anladığım kadarından bahsedersem ''Eve dönüş''dizisinde;Evli bir kadın var ve bu kadının arkadaşı meğerse kadının kocasıyla birlikteymiş.Bunu öğrenince de kadın sinir harbiyle kocasına bağırıyor,isyan ediyor.Sonra adam da hararetle eline geçirdiği bir objeyle kadının kafasına vuruyor.Kadın kanlar içinde yere yığılıyor.Sonrasında ise buraya dikkat! Adam plan yapıp birkaç kişiyle kadını deniz kenarı olan bir uçurumdan arabayla atıyorlar.Güya intihar süsü verdiler yani.Kadın arabayla denizin dibindeyken ve öldü sayılırken,başka bir adam olanları görmüş olacak ki suya dalıp kadını çıkarıyor.Sonra kocası ise aldattığı kadınla evlenmiş görünüyor.Ve buraya da dikkat! Denize atılan ve biri tarafından kurtarılan kadın,estetik ameliyatı geçirmiş bir şekilde intikam almaya geri dönüyor!!!


Şimdi Kore dizisi olan ''Birth of a Beauty''e gelirsek,Evli bir kadın var.Fakat fazla kiloları olduğundan kocasından ilgi görmüyor.Kocası iş seyahatinden döndükten sonra kadın fark ediyor ki,adam aslında iş arkadaşıyla kendisini aldatıyor.Kadın bunun üzerine,olayı ortaya çıkaracağını ve kendine ait olan evi,bir kaç yeri geri alıp boşanacağını söylüyor.Buraya dikkat!Kadın arabasına binip ağlayarak giderken bunun üzerine adam plan hazırlayıp karısını arabayla takip ediyor ve deniz kenarı olan bir uçurumdan aşağı arabayla yuvarlanmasını sağlıyor.Böylece intihar süsü veriyor.Sonra kocası kendisini aldattığı kadınla evleniyor.Fakat kadın ölmüyor ve sağ çıkıyor.Tv'de gördüğü bir estetik doktorunun kapısını çalıyor.Baştan aşağı estetik ameliyatı olup intikam almak üzere geri dönüyor!!!



Dikkat ettiniz mi birkaç nokta hariç resmen olay örgüsü aynı konudan ele alınıyor.Farklılıklar ise;Türk yapımında kadının fazla kiloları yok ve bir kızı var.Kurtaran adam ise Türk versiyonunda bir balıkçı.Yani direk estetik doktoru diye gitmiyor.Bu da olayı biraz daha doğallaştırmış.Birde tabi ki biz de intihar süsü verme olayı biraz daha doğal işlenmiş.
Onun dışında aldatılma,sonrasında kadının öldürülmeye çalışılması,denize arabayla yuvarlanması,kadının ölmeyip estetik ameliyat olup intikam almak üzere geri dönmesi,kendisini kurtaran kişiye aşık olması...Bütün bu olaylar birebir aynı ve hatta kötü kadını oynayan ve barbie olarak bildiğimiz İpek Erdem'in saç şekli,Kore dizisindeki karakterle bile aynı olması baya dikkatimi çekti.


İnternette bununla ilgili bir bilgiye rastlamadım ama tekrardan bir Türk dizisi Kore dizisinden alıntı gibi gözüküyor.Tabi bizim versiyonda devamında nasıl olacak hiçbir fikrim yok ama sonuçta bu kadar benzerlik olması bile hiç yoktan baya bir esinlenilmiş olmasını gösteriyor.


Siz ne düşünüyorsunuz? ''Birth of a Beauty''i izlediyseniz sizde bu dizinin ondan alıntı olabileceğini düşünüyor musunuz?



*Bu arada ''Birth of a Beauty'' dizisi hakkında daha önceden bir yazı yazmıştım.Okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

***EDIT:Şimdi fark ettim de bakın o dönem diziyi tanıtırken ne demişim? 
''Birde yakında bununda Türk versiyonu çıkarsa şaşırmayın.Potansiyeli var çünkü.Lovebird demişti dersiniz :)''

Hahaha vallahi de bilmişim billahi de bilmişim :) 
Ama demiştim napim :P


4 Ekim 2015 Pazar

Kolay Pizza Tarifi


Pizza severler için,şipşak yapabilecekleri nefis bir tarif var elimde..
Bir pizzanın en çok uğraştıran bölümü hamurudur.Mayalanmasını beklersin yarım saat.Fakat bu pizzanın hamuru mayasız! Hem de mayasız ürünlerdeki sertlik de yok.Hamuru yayarken birazcık kalın tutarsanız yumuşacık,daha ince tutarsanız da kıtır kıtır bir tada ulaşıyor.

Ben bu tarifi öğrendikten sonra sık sık evde yapıyorum.Eminim sizde seveceksinizdir.

Malzemeler:

Hamuru için:
2 su bardağı un
1 su bardağı yoğurt
1,5 çorba kaşığı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
Tuz

Sosu için:
1 tatlı kaşığı salça
1 tatlı kaşığı ketçap
Pulbiber
Kekik
Tuz

Üzeri için:
Yarım su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
Sucuk,sosis,salam,kırmızı biber,yeşil biber,mısır.
(Dilediğiniz herhangi bir malzemeyi ilave edebilirsiniz)


Yapılışı:
1.Hamur malzemelerini bir kaba alıp,yoğurun.Ele yapışan bir hamur oluyor.Merak etmeyin ama çok da sıvı olmasın.Eğer öyle olursa biraz daha un ekleyin.Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine hamuru yayın.Bu noktada ellerinizi biraz ıslatırsanız daha rahat yayarsınız.İnceliği,kalınlığı sevdiğiniz şekilde ayarlayın.

2.Sos malzemelerini çok az su ilave ederken karıştırın.Hamurun üstüne yayın.

3.İlk önce rendelenmiş kaşar peynirinden bir tutam sosun üstüne yayın.Pizzanızı hangi malzemeli olarak seviyorsanız o malzemeleri ilave edebilirsiniz.Ben kendi kullandığım malzemeleri yazdım.Sucuk,sosisleri ince ince dilin.Biberleri ince ince kesin.Bütün malzemeleri üzerine yayın.Ben domatesi çok sevdiğimden üstüne domates bile koyuyorum.Sonra üstlerine bir tutam tuz gezdirin.En son da kaşar peyniri en üste serpiştirin.

4.Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 20-30 dk arası peynirler kızarıncaya kadar pişirin.





İşte bu kadar!
Bon Appetit :)









30 Eylül 2015 Çarşamba

Sıcacık bir film :Bajrangi Bhaijaan (2015)


Kronik bir Shahrukh Khan hayranı olarak Salman Khan'ın filmlerine çok fırsat vermediğimi farkettim.Yavaş yavaş Salman'ın filmlere de göz atmaya karar verdim.
Bhajrangi Bhaijaan,bu sene ramazan bayramında çıktı.Taze bir film anlayacağınız.Çıktığı gibi de 3 idiot,PK,Kabhie Khushi kabhie kham gibi bir çok önemli filmleri geçerek en çok izlenen hint filmi olmuş.

Konusu itibariyle izlerken çok duygulandığım bir film oldu.Hindistan,Pakistan savaşının ardından barış sağlansa da politik alanda ilişkilerde hala soğuk rüzgarlar esiyor.Bollywoodda bu konudan bir hayli yararlanıyor.

Filmin miniği ise benim gözdem oldu...O ne tatlılık ya.Kendisi bence tam bir Heidi..Hele o kırmızı yanakları:)


Konusuna değinirsek;Shahida adlı minik kızımız Pakistanlı ve konuşamayan bir müslümandır.Ailenin büyüklerinden biri,Hindistan'da ki dilsizlere çare olduğu söylenen bir türbeye giderlerse kızın hastalığının geçeceğini söylemiştir.Bunun üzere annesi ve miniğimiz Hindistan trenine binerler.Geri dönüşte bir ara tren durmuşken,Shahida yolda gördüğü kuzuyu sevmek için çıkar ve tren hareket etmeye başlar.Sesini de duyuramaz.Böylelikle annesi Pakistan tarafına geçer ve kapılar kapanır.Shahida ise tek başına Hindistan'da kala kalmıştır.
Salman ise filmde Hindudur.Hatta hani şu maymunlara tapanlar var ya onlara bağlıdır.Sonra bir şekilde bu ikilinin yolları kesişir.Salman ise filmde sevdiği kızın babasının evinde kalmaktadır ki o kişi de Karena Kapoor oluyor :) Kayınpederi olacak adam ise kendi dininden yani hinduizmden başka kimseleri evinde istememektir.Salman ise işin aslını öğrenince uzun ve meşakatli bir yola çıkar.Zaten filmi güzel kılan yapılan fedakarlıklar ve bir insanın bu kadar saf,temiz kalple hareket etmesidir..


Salman Khan'ın gerçek hayatta ki kişiliğinin hiç böyle olmadığını düşünsem de rolünün altından güzel kalktığını düşünüyorum.Rolünün verdiği şapşiklikle birçok komik sahne vardı ama birçok yerde kalbimi burkan sahneleri oldu.

Filmin müzikleri ise çok hoşuma gitti.Özellikle bir tavuk şarkısı Kuk doo ku ve son zamanların gözde akımı selfie modasına yönelik yapılan selfie le le re şarkısı :) Dinlemek isterseniz şuraya ve şuraya ışınlanabilirsiniz:)






28 Eylül 2015 Pazartesi

Koredeyken Denediğim Hazır Ürünler ve Kore Marketinden Görüntüler

Daha önceden ''Koredeyken neler yedim''? yazısını şurada yazmıştım.Helal yemekler yemek konusunda titizliğimden bahsetmiştim.Kore'ye gitmeden evvel birçok sayfaya bakıp hangi ürünler helal,hangileri değil hakkında araştırma yapmıştım.Oraya gidince herhangi bir durumla karşılaşırsam içimde tereddüt kalmaması açısından benim için çok faydalı olacaktı.Cidden de öyle de oldu.Malesef  Güney Kore hazır ürünlerinin çoğunda domuz jelatini gibi ürünleri içermesinin yanı sıra birçok ürünün içinde de alkol bulunuyor.Eğer bu konuda hassasanız ince eleyip sık dokumakta fayda var.

Bu yazımda da önceden araştırıp oradayken tüketebildiğim hazır ürünleri ve Kore marketlerinde rastladığım ürünleri yazacağım:)



 İlk öncelikle bunlardan başlayalım :)
Bu resmi teyzemlere gösterince benden yaşça büyük kuzenim ''Un mu aldın?'' demişti :D
Kutusu un kutusuna mı benziyor bilmiyorum.Ayriyeten Kore'de unla ne işim olabilir? :D Onuda bilemedim ama aslında kendisi bir Waffle kutusu.İçinde paket paket sert,soğuk Waffle'lar bulunuyor.Tadını sorarsanız taze pişmiş,yumuş yumuş Waffle'ı tercih ederim ama bu da fena değildi.Sadece biraz tereyağı fazlaydı sanki.
Yanında ki ise benim Güney Kore'de elimden düşürmediğim Chilsung Cider markasına ait gazoz.Tadı bizim gazozların aksine daha şekerliydi ve gayet güzeldi :)



''Milk Factory'' markasına ait bu çikolatalı süte ise tek kelimeyle ba-yıl-dım!
Bu Koreliler şekeri nasıl dengede kullanacaklarını iyi biliyorlar.Türkiye'deki sütlerin aksine damağına öyle yumuşak,şekerimsi bir tat geliyordu ki...hmmm olsa da içsek :)


Bakınız Hongdae'de bir içecek makinesi :) Aman dikkat CC tv varmış.Dünyanın en güvenli yeri de olsa en küçük şey de güvenlik kamerasını takmayı ihmal etmiyorlar.

Kore'de denediğim bir başka ürünse şu sağ üstte gördüğünüz içecek.''Milkis'' içeceği aslında sütlü bir gazoz.İlk başta ''ıyykk nasıl birşey oluyor ki o?''diyebilirsiniz ama tadına bakınca fikrinizi değiştiriyorsunuz.Şekerli gazoz tadının altında yumuşak bir süt tadı geliyordu :) Keşke Türkiye'de de satılsa..





Tabi ki makineden bunu alcaktım :) Farkettiyseniz bu içecek ''Lotte'' markasına ait.Kore'ye gidince Lotte markasıyla o kadar çok karşılaşıyorsunuz ki..Bizde ki ''Sabancı''gibi sanırım.Hatta diziler de Lotte world falan duymuşsunuzdur.Bende alışveriş merkezine rast gelmiştim.
Birde bu içecek bana ''My girlfriend is Gumiho''yu hatırlatıyor.Orada Gumiho böyle bir içecek içiyordu sanki:)

Jun Ji hyun'un elinde tuttuğu cipsi de tattım ama resmi yok şu anda :D 
Aslına bakarsanız Doritos peynirli'den hiçbir farkı yok.Birebir aynı lezzetteydi.
Ayrıca bu cipsten ve başka bir cipsten Türkiye'ye getirdim ve uçakta basınçtan mıdır nedir paketler o kadar çok şişti ki patlayacak gibi oldu.Sonra inince düzelmişti.Çok ilginç cidden :)

Şimdi gelelim Kore Marketinde karşıma çıkan ürünlere :)

Aslına bakarsanız bu iş biraz zor oldu.Çünkü etranızdaki Koreliler sizi incelerken baya stres altında oluyorsunuz :) Hatta bazen''napıyor bu?acaba ceplicek mi?''falan diye düşünüyorlarmış gibi geliyordu.
Ayrıca çoğu markette öyle bizim Türkiye'de ki koca koca marketler gibi değildi.Hepsi de bakkal tarzında küçük marketlerdi.Bu yüzden ürünleri fotoğraflamaktan biraz çekindim.Neyse ki bir tane nispeten daha büyük market bulduk.Oradan bir kaç ürünün fotoğrafını çekmiştim.Bakalım o ürünler nelermiş?:)


Buyurun kirazlı Coca-Cola alır mıydınız?:)



Bu ıslak mendilin özel bir durumu vardı:)Hatırlayan var mı? Yazıyı okumayanlar şuraya gidip,okuyabilir:)



Aaa bakın burda kim var? :) Kim Soo Hyun şekeri *.* Geçen senenin en çok reklamlarda oynayan kişisi ilan edilebilir bence.Bu arada eski dizilerinden birini izledim.Yazısı gelecek inşallah onunda:)


En sevdiğim dizi ''Secret Garden''ının yakışıklı gamzelisi de burdaymış:)


Saçınızı Shin Min Ah'ın reklamında oynadığı saç boyasıyla boyamak ister miydiniz?Hem de indirime girmiş:)


So Ji Sub sevenleri görebilir miyiz?:) Zannedersem kendisi Korenin Johnny Depp'i :)
Herşey güzelde niye hep kahve reklamlarında oynamışlar ki hiçte sevmem :/ 
Kore'de kahve tüketimi çok fazla olduğu için çok fazla marka var.Soğuk,sıcak bir sürü çeşidini bulabilirsiniz.Kendi paralarına göre bizim 1 lira'ya denk geliyor :) 


Aslında amacım bebişi çekmekti ama oraya buraya kaçınca çekememişim.Market alışverişi yaptığımız o gün Duty Free'ye de gitmiştik.Oranın önünde çekmiştim bu fotoğrafı :) Duty Free'de ki ürünler tam Kore hayranlarına yönelikti:)



Bu gördükleriniz aslında Duty Free'de satılan Çin ürünleri.Kocaman paketlerdi.Adamlar bunları bile üretmişler.Yalnız orada daha birçok ünlünün resmi olan ürünleri çekecekken,görevli kadın ''çekim yapmak yasak''diye uyarı yapınca çekemedim :/ Ne olacaksa sanki ürünlerine!:/


Lee Min ho'mu görürsem affetmem :P


Lee Seung Gi'de pilav pişirme makinası reklamında oynamış.Fotoğraf flu çıkmış.Ahh benim şu fotoğraf makinesi sorunsalım.Seyahat boyunca peşimi bırakmadı.



Yanımda getirdiğim ürünlerden iki taneside bunlardı.İlki bir kekti.Aslında kutu içinde satılıp böyle küçük küçük paketlenmişlerdi.Üstünde de ''seni seviyorum''tarzında tatlı yazılar vardı :)
İkincisi ise çikolatalı kraker.Tadını beğendim ama bizimkilerden pek farkı yoktu onun :)

Birde Lee min hocuğumun reklamında oynadığı Binggrae muzlu sütten üç tane almıştım Türkiye'ye getirmek için.Hatta uçağa da belli bir sıvı alımı vardı ama görevli sütleri atacağını söyledi ve attı da:( Hala içimde uktedir o sütler..Bunu da yazayım buraya :(


Bu yazı kısa sürecek diye düşünürken yazdıkça yazasım geldi sanırım :) Aslında bütün ürünleri başka başka yazıların içinde paylaşmayı düşünüyordum ama böyle toplu halde daha iyi oldu sanki.
Siz nasıl buldunuz ürünleri? Hangisini denemek isterdiniz? merak ediyorum :)

Eğer okumadıysanız;
Koredeyken yediğim yemekler ve helal yemek konusu için buradaki yazıma,
ve diğer bütün Kore seyahatimle ilgili yazılarıma ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz:)