28 Temmuz 2013 Pazar

Do Re Mi Fa Sol La Si Do ~ Jang Keun-suk'un babyface durumu


Do Re Mi Fa Sol La Si Do,2008 yapımı bir Güney Kore filmi.
Başrollerinde babyface Jang Keun-suk,daha önce rastlaşmadığım Cha Ye-Ryun ve Korenin değişmez kötü adamlarından Jung Eui-chul yer alıyor.

Yoon Jung Won(Cha Ye Ryun ) hanım kızımız okulun dışında part-time işlerde çalışmaktadır.Lunaparkta ejderha kostümü giydiği bir gün de bir kaç çocuk ona eşek şakası yapıp alay eder.O da hıncını bunu yapanlardan birinin üzerine eline geçirdiği kolayı boylu boyunca dökerek alır.
Ertesi gün yeni taşınan komşularının oğlunun bu çocuk olduğunu görmesin mi..Gel zaman git zaman bunlar birbirlerine karşı hisler beslemeye başlarlar.


''Gülümseyin''

Shin Eun Gyu (Jang Keun-suk)ise okul dışında bir müzik grubuna sahiptir.Jung-Won'la bir gün prova yaptıkları mekana gittiklerinde kızımız bir anda geçmişte kötü anılara sahip olduğu görmek istemediği biriyle karşılaşır.bu kişi Hee-won(Jung Eui-chul)'dur.(Hatırlarsanız bu çocuk Boys over flowers'ta da oynamıştı ve orda da kötü adamdı. İstisnasız kötü adam rolünde bu çocuk :)) 



Eun Gyu:''Seni görmek müziği düşünmemi sağlıyor''
Jung-Won:''iyi değil mi bu?''
Eun Gyu:''niye hayvanları görünce ilham gelir ki bana?''

Komik çocuk seni :)



Hee-won,Jung wonla 10 yıllık arkadaşlardır.Ama bir sebepten dolayı Jung won Hee won'un ailesinin dağılmasına sebep olmuştur.O günden beri konuşmamışlardır.Yani hanım kızımızın erkek arkadaşı,kötü olduğu çocuğun en yakın arkadaşı(yazarken yoruldum :P)
Neyse efendim Hee-won aslında eskiden beri bu kızımıza hisler beslediğinden yapılanları unutacağını ve ona geri dönmesini ister.Kızımız bir taraftan da Hee-won'a karşı kendini borçlu hisseder.Peki ya Eun gyu nolacaktır?

Anlayacağınız filmimiz ''arkadaşımın aşkısın'' ana temalı :P
Ben öyle filmi ahım şahım bulmadım ama yine de boş zamanlarınızı değerlendirebileceğiniz güzel bir film..

''Ablası bak şuna bak :)''

Jang Keun-suk'u elinde gitarıyla bol bol görebilirsiniz ayrıca kendi sesinden şarkılarla..Filmi izlerken yaşının gençliğine bağlıyorsunuz bu babyface durumunu ama şimdiki hallerine bakıyorsun yine aynı.Değişmiyor yani bu :) hatta son zamanlarda bu babyface durumunu baya abarttı.

Nature Boy klibinden en son haller şöyle:




O değil de bu çocuk bozdu.öyle böyle değil fena bozdu:P
''Keun-sukcuğum biz sana nature derken bunu kastetmemiştik :P''

Hani bildiğin Miss World'lere taş çıkartır şu anda :) Şiddetle eski haline dönmesi çağrısında bulunuyoruz burdan kendisine :P




Mutlu Pazarlar..






25 Temmuz 2013 Perşembe

Önyargıları yıkmak~Arkadaşını kore dizilerine alıştırma evreleri :)


Aslında bu yazıyı yazmak hep içimden geçiyordu.Ama bu işi sosyal ağlar sayesinde iyiden iyiye sulandıran kişiler olduğundan hep tereddüt içerisindeydim..Ama burası benim düşüncelerimi,hobilerimi barındıran bir alan.O yüzden size kendi yaşadığım ve çevremde de duyduğum eminim sizinde illaki bir kere olsun karşılaşmış olduğunuz olaylardan bahsedeceğim.hatta sadece bahsetmekle kalmayıp bir de evrelerde inceleyeceğim.(bababa sanki atomu parçalayacağım.konuşmaya gel :P )


Benim gibi kore dizilerini,filmlerini takip edenlere karşı diğer takip etmeyen kişilerce bir küçümseme veya kaale almama durumları oluyor:)Bu küçümseme durumları bana karşı olmasa da benim hobilerime karşı olunca otomatikman insan da bir savunma mekanizması çalışmaya başlıyor:) arkadaş ortamımda bunu sık sık yaşıyorum.herkeste bir önyargı sözkonusu..eminim benim gibi bu durumun mağduru olan çok kişi var:)

 Evet herkes herşeyi sevmek zorunda değil.Ama çoğu şeyde olduğu gibi bu durumda da önyargı sahibiyiz ilk başlangıçta..Eğer sizde hala önyargılarınızı kıramamış ve kore dizilerini inatla izlememe gibi bir durum varsa birazdan bahsedeceğim olaylara bence bir göz atın :)
Çünkü belki yarın belki yarından da yakın aşağıdaki aşamaları yaşamış bulacaksınız kendinizi :P
 


1.Evre (Tanışma evresi):Bu evrede arkadaşımız olabildiğince karşıdır kore dizilerine.Hatta bahsi bile geçtiğinde sıkılır konuyu değiştirmek ister.Ama siz ister istemez bahsederken bulursunuz kendinizi artık elinizde değildir :D Arkadaşınızın tepkisi ise şu şekildedir:

'Bunların hepsi birbirine benziyor ya..ayırt edilmiyor ki bunlar''

''Kızları güzelde erkeklerinde iş yok.Erkekleri kıza benziyor''

''Ayy benim midem bulanıyor bunlardan.Bu çinliler,çekikler falan çok pis oluyor...''

Ben:''....??!!?!?'''


 2.Evre (Alışma evresi): İşin en zor kısmı  ise bu evrede gelişir (Atomu parçalamaya cidden az kaldı:P)Artık arkadaşınız o kadar negatif şeyler söylemeye başlar ki siz de aksini söylemektesinizdir ama yine de değişen bir şey yoktur.artık bu sizin için basit bir hobi değil savunalacak bir mevzuat haline gelir :P Çünkü kendi kendinize düşünürsünüz ''ulan hadi ben salağım.Zevklerim kötü..ee binlerce hayran sayfaları da mı salak..onlarda mı bu işi bilmiyor''.Artık bu durum sizin için hayat memat meselesi haline gelmiştir, şeytani emellerle arkadaşınıza bu duruma aşılamaya çalışırsınız:P

 
 
 
Eskisinden bahsettiğinizden daha çok bahsedersiniz dizilerden.Tam bir fangirl edasıyla elin korelerinde kendinin savunulduğundan bi haber ''aslında çirkin değil tam tersi çok yakışıklı ''deme suretiyle ''oppanızı'' savunurken bulursunuz kendinizi :P
 
Arkadaşınızın durumunu bilip de ona uygun dizilerden bahsedince arkadaşınız bu sefer meraklanmaya başlar.evet artık şeytani planlar bir sonuç vermiştir.tamamiyle kötü emellerle arkadaşınıza aşıladığınız doz yavaştan etkisini göstermektedir :P.
 

 
 
3.evre(boynuzun kulağı geçmesi evresi):Artık arkadaşınız da size daha fazla direnmez ve bu ucu bucağı belli olmayan deryanın içinde bulur kendini :) Önyargılarından arınmış pamuk gibi olmuştur:P
 
 Aradan bir hafta kadar sonra ise telefonunuza gelen mesaj şöyledir:
''Kanka itiraf ediyorum bu diziler çok iyimiş yaa.Resmen hastası oldum kalkamıyorum başından''
Ben ise içimden''nihahaha..'''(Arkadan korkutucu bir efekt ile)
 
Bir kaç hafta daha sonra arkadaşınız:
''Ya biliyor musun x oppa askere gitmiş ondan önce de y unnie ile çıkmışlar ama işleri sebebiyle ayrılmışlar.Bu arada ben z dizisini izledim bitirdim onun.sen izlemedin mi hala ?valla çok güzel tavsiye ederim izle onu sen''
Ben:''..?!?!??''
 
 
İşte böylece kore dizileri vasıtasıyla önyargının nasıl bir şey olduğunu  ve sonunda nasıl olduğunu işin komedisiyle ele almaya çalşıtım.inşallah hoşunuza gitmiştir:)
 (Eee tabi herkeste bu aşamalar geçerli değil.ama  benim gördüğüm %90 böyle oluyor :P)
 
 
 
 
 
 Şimdilik
 
çalgayo:)
 
 
 
 

21 Temmuz 2013 Pazar

Kalburabastı (Hurma Tatlısı)

 
İftarda,kanda düşen şeker oranının baskısıyla da yemekten çok tatlı bir şeyler yeme ihtiyacı içerisinde hissediyorum kendimi.Bu yüzden bu tarif hızır gibi yetişti tatlı krizime :))
 
Aslında zor gibi gözükmesine rağmen kolaylıkla yapılabilen bir tarif ve görüntü itibariyle de insanı cezbediyor :) Normalde kalburabastı diye biliniyor ama bizim yörede kendisine hurma tatlısı deniyor..şekli itibariyle böyle denmiş sanırım :)

Kalburabastı (Hurma Tatlısı)
 
 
Malzemeler :
1 paket oda sıcaklığında margarin
3,5 su bardağı un
2 kaşık yoğurt
2 yemek kaşığı sıvıyağ
1 yumurta
1 paket kabartma tozu

İçi için:
1 su bardağı dövülmüş ceviz içi

 
Şerbeti için:
2,5 su bardağı su

2,5 su bardağı şeker
1/4 limon suyu
 
  
Hazırlanışı:
1.İlk başta şerbeti hazırlıyoruz.Çünkü soğuk bir şekilde tatlımızla buluşacak.2,5 su bardağı su ve 2,5 su bardağı şekeri ocağa alıp kaynatıyoruz.Kaynadıktan 10 dk sonra 1/4 limon suyunu içine ilave ediyoruz.Bir taşım daha kaynadıktan sonra ocaktan alıp soğumaya bırakıyoruz.
2.1 paket oda sıcaklığında margarini 3,5 su bardağı un ile yoğuruyoruz.Sonra 2 yemek kaşığı yoğurt,2 yemek kaşığı sıvıyağ,1 yumurta,1 paket kabartma tozunuda ilave edip kulak memesinden daha katı bir hamur elde ediyoruz.10 dk üstünü bir bezle örtüp dinlendiriyoruz(şekil vermemiz için yumuşak olmamalı eğer hamur yumuşak olursa biraz daha un ilave edin.)
 
3.Bu kısımda ben bu kevgiri kullandım ama siz metal süzgeçle de yapabilirsiniz.kevgirin ters yüzünü kullanıyoruz.hamurdan ceviz büyüklüğünde parça alın.kevgirin ortasına  hamuru koyup elimizle bastırarak avcumuz kadar bir hamur açıyoruz.hamurun ortasına 1 tatlı kaşığı ceviz içini koyun ve hamurun iki ucunu birleştirip tepsimize şekilli kısmı üste gelecek şekilde koyuyoruz.(Tepsiyi yağlamanıza gerek yok).
Bu sırada hamurlar bu şekilde gözüküyor :)



 
4.180 derecede 10-15 dk pişirin.sonra ısıyı 200 derece yapıp üstünü kızartın.üzeri kızarınca fırından çıkarın.3 dk sonra soğuk şerbeti sıcak tatlıların üzerine dökün(Ben derin bir kapta bu işlemi yapıp sonradan servis tabağına aldım).Sonra da servise sunun..


Afiyet Olsun..:)


 





 Not:Tarif için Portakal Ağacı'ndan yararlandım..







 

19 Temmuz 2013 Cuma

Bay Kibirli ile 100 Gün / 100 Days with Mr.Arrogant


Başrollerini Kim Jae won ve Ha Ji won'un oynadığı 2004 yapımı bir Güney Kore filmi.

Bu filmin afişine sürekli internet sitelerinde rastlıyordum hepte merak ediyordum ama bir türlü izleyememiştim.Geçenlerde tekrar karşıma çıkınca bu sefer izlemeye karar verdim.


Kang Ha-yeong(Ha Ji won) lise sona giden,orta halli aileye sahip bir kızımızdır. Sevgilisi,birlikteliğinin 100. gününde onu terk ettiğini söylemesiyle bir anda yıkılır.Yolda alık alık yürürken teneke bir kutu görür ve günün hırsıyla bu teneke kutuya bir tekme savurur.


Ahn Hyung-jun (Kim Jaewon) ise üniversiteye giden zengin mi zengin ama bir taraftan uyuzluğundan ödün vermeyen kızların peşinden koştuğu bir delikanlıdır.

Kang Ha-yeong'un tekmelediği teneke kutu ise o sırada süper lüks arabasını kullanan Hyung-jun'un kafasına isabet eder ve duvara toslar.Tabi kibirli beyimiz kıza hemen çıkışır ve arabanın tamiri için 3.000$ ister.Bunu duyan kızımızsa meteliğe kurşun attığından anında topuk yapar.Olay yerinden Speedy Gonzales kıvamında kaçar.Ama unuttuğu bir durum vardır cüzdanını orda düşürmüştür.


Kibirli beyimiz hemen telefonla kıza ulaşır ve bir teklifte bulunur.Der ki ''madem parayı veremiyorsun o zaman 100 günlüğüne köleliğimi yapacaksın yoksa ailenden parayı isterim''




Zavallı kızımız mecburen imzalar antlaşmayı çocuksa bu durumdan o kadar memnundur ki kıza çektirmediği işkence kalmaz :) Arabası bozulduğunda ittirmek mi dersin,bir dolu eşyasını kıza taşıttırması mı dersin..hem de yağmur çamur demeden öyle kibirli bir adam yani :)




Bu kadar işkenceden sonra kızımız bir gün o lüks arabanın sadece 10 $'a tamir edildiğini öğrendiğinde ne olacak dersiniz?İşte asıl olay ondan sonra kopuyor :))

''Doğruluk ve Adalet adına seni cezalandıracağım''
Filmin favori sahnelerinden biri de Ha-jiwon'un Sailormoon taklidi yaptığı kısımlar :D
Ha jiwon'un mimiklerini beğenmediklerini,yakıştıramadıklarını söyleyen yorumlar okumuştum.Oysa ki bu tarz hareketlerin en çok yakışan kişilerden biri olarak görüyorum.Oynadığı karaktere oturuyor.Başkasında olsa belki sevemem ama Ha-jiwon'da böyle :)
Ben izlerken keyif aldım.Tavsiye ederim size de..Romantik-komedi arayanlar hiç durmasınlar izlesinler bence :)
Not :İlk 5 dk.da ki iğrenç sahneleri gözardı ederseniz keyif alacağınızı tahmin ediyorum :)) Niye seyircinin dikkatini çekmek için bu tarz şeyler yaparlar anlamam.Hatta önerim 5.dk dan sonra başlasanız da bir şey kaybetmeyeceğiniz yönünde :D Ayıp sahne falan değil bunu da belirteyim :)


17 Temmuz 2013 Çarşamba

DIY:Kozalak Boyama


En son pikniğe gittiğimizde babam ve arkadaşı semaveri yakabilmek için bir sürü kozalak toplamışlardı.O zaman benim aklıma bir fikir geldi.Bu kozalakları bir şekilde değerlendirebilirdim..

Çok önceden bir arkadaşım bana böyle rengarenk bir kozalak hediye etmişti.Çocuk aklı hemen ilgimi çekmişti ve çok sevinmiştim.O zamanlardan bu yana aklımdan çıkmamış hemen bir kaç tane kapıp eve getirdik ve böyle bir güzellik çıktı ortaya :)
Elinizde olması gereken malzemeler ise çok basit;

Kozalaklar :)

ve Guaj boyalar

Kardeşimde benden yaşça küçük olduğundan baya bir heves etti :) içlerinden en güzelini seçip iki elden tek tek yapraklarını ayrı ayrı renklere boyadık..

ve sonuç :


Tabi biz hepsini eldeki malzemelerden yaptığımız için o sırada verniğimiz yoktu :) Ama verniklenince çok daha güzel sonuçlar ortaya çıkabilir..

İnternetten bazı Kozalak boyama resimlerine baktığımda şunlara rastladım:





Çok tatlılar ama dimi?




Bunlara yeniden bakınca kendiminkinden utandım :P Bazıları süslemeye kaçmış ama neyse en azından fikir versin:)



Bunların çoğu sprey boyalarla yapılmış çalışmalar.Ben guaj boyayla yaptım.
Sizde böyle bir kozalağı tek renge boyayabilir toplu halde sergileyebilir ya da benimkisi gibi rengarenk de yapabilirsiniz nasıl arzu ederseniz :))





13 Temmuz 2013 Cumartesi

Musicbank Biletix İmtihanım

 
Birkaç gün önce Musicbank'in bilet satışlarının başladığını duyduk.Haberin bile doğruluğundan henüz emin olmuşken bir anda satışların başlaması şok etkisi yarattı..
 
Tabi bizi aldı bir telaş acaba biletler tükendi mi tükenecek mi..Çünkü turkcell platinum üyelerine öncelik tanınmıştı.Facebookta bir çok kişi öncelik tanınan biletlerini aldıklarını gösterip duruyorlardı..
 
Eyyvahh dedim sona kalıp dona kalcaz..O gece bi uyku tutmadı.Hadi 14-15 yaşlarında olsam anlarım da bana noluyor yani :D Ahhh Mblaq ahhh beni soktuğun hallere bak :P
 
 
Yok dedim öyle böyle olmayacak ertesi sabah 9.30 da uyanıp Tubiyle birlikte doğruca en yakın yerdeki biletix'in yolunu tuttuk..

Gittiğimiz avm'de de biletix satış noktasını bulamadık mı..az daha çıldırcaktım :D neyse sonra Allaha şükür bulduk ama bu seferde önümüzde yaklaşık 10 kişi vardı :( satış başladı ben içimden diyorum Allaahhhh şimdi nettekiler saldırdılar kredi kartlarına..
 

Dediğim gibi de oldu.Bize sıra gelene kadar 20 dk geçti.Bazı sebeplerden dolayı vip bilet alamıyorduk ama gözüme kestirdiğim gold biletlerin de tükendiğini söylemez mi adam.ay valla zaten yorgunum,orucum,uykusuzum bir ara şuurumu kaybediyordum :D

Zaten ekran donup kalıyor adam yenileyip duruyor..korku filmi gibi..dedim tamam tamam şurası olsun.istediğim yer olmadı ama bi yanı oldu..demek ki burası nasipmiş :)
 

 
Benden çok ayıcık sevindi bu duruma eve geldiğim gibi kaptı bileti :P
 
Biletlerin fiyatlarına hiç değinmek istemiyorum.Bir çok k-pop hayranı bu durumdan muzdarip olcaklar..Umarım bir dahakine bu konuda biraz daha mütavazi davranmayı düşünürler.Çünkü belki basit görünüyor ama  birçok kişinin hayaliydi bu konser bundan eminim..

Hiç konser görmemiş bu bendeniz ise ilk defa bu keyfi tadacak inşallah..Şimdilik çok sevinmek istemiyorum kendimi o güne saklıyorum..Neler olacak görelim :))


 
Not:Evet farkındayım biraz ergen yazısı gibi oldu ama sadece musicbank'e has birsey gerçekten :P Bu postluk siz bunu mazur görün e mi.. :))





10 Temmuz 2013 Çarşamba

Gwiyomi şarkısı~ Koreli ünlülerin komik halleri :)

  
Türk ünlülerin aksine Koreli ünlülerde sürekli cicili bicili bi imaj yaratma isteği var ne hikmetse :D
Kadınından erkeğine,en sert görünende bile bu tarz cicili biçili hareketlere rastlayabilirsin.Bu tarz hareketlerin korecede ki karşılığına ise aegyo(egiyo) denmekte..

Bu vatandaşlar demişler ki biz bunu sadece hareketlerle sınırlamayalım bide şarkısını yapalım ''gwiyomi song'' ortaya çıkmış böylelikle :D Türkçe karşılığı ise ''sevimli şarkı'' demek ve buna ek olarakta yaptıkları sevimli hareketlerde cabası...





Kore'de o kadar çok popüler olmuş ki neredeyse her ünlü de görebilirsiniz bu oyunu..Ünlülerin birbirinden komik hallerine şahit oluyorsunuz böylelikle :D



 Şarkıyı Hari isimli bir şarkıcı söylüyor.Aslında ilk olarak BtoB nin üyesi Jung Ilhoon'dan çıkmış.Hari'nın söylediği videoya buradan ulaşabilirsiniz..



Türkçe sözleri de üşenmedim yazdım.Çalışkan blogger:P

Gwiyomi (Kiyomi)Türkçe sözleri

Bir tane çikolatalı muffin siparişi verdim
Ve bir fincan lezzetli süt için bekliyorum
Oppam ve ben karşı karşıya oturduk
Birbirlerimizin ellerini karaladık

Ne derse desinler başka kızlara bakma
sen benimsin,benimsin
hatta başka kızlarla konuşma bile
ben seninim seninim
Serçe parmağınla bana söz ver lütfen
beni asla yalnız bırakmayacağına

1+1=kiyomi
2+2=kiyomi
3+3=kiyomi
kiyomi..k-kiyomi
4+4=kiyomi
5+5=kiyomi
6+6=muck muck muck muck muck muck muck kiyomii
ben kiyomi~


Veeee bombayı da son olarak patlatıyorum.Ben izlerken yerlere yattım.Bu da Kim Hyun Joong sevenler için gelsin ve bir de ufacık bir video da minozlar için :D






Youtube kanalından bu gibi bir sürü Gwiyomi yapan ünlüye rastlayabilirsiniz :))

Anyooong~





9 Temmuz 2013 Salı

World War Z


 
 
Ramazan öncesi arkadaşımla buluşup sinemaya gitmeye karar verdik.Vizyondaki filmlerden biri de World War Z idi..
Elimden geldiğince spoiler vermeden konuyu özetleyeceğim :)
Yaşı olmayan adam Brad Pitt filmimizin baş kahramanı. Mutlu mesut ailesiyle yaşarken birgün olaylar patlak verir.Önüne geçilemeyen bir virüs insan ırkını ortadan kaldırıp yerine garip bir yaratık haline getirmektedir yani resmen bir zombiye dönüştürmektedir. Eski bir asker olan Gerry nam-ı diğer Brad pitt'te ailesi için kendini olayların merkezinde bulur ve bir ekiple birlikte hastalığın kaynağını araştırmaya başlar.
Tabi bu araştırma kolay olmayacaktır malum ortalık kızılca kıyamet..yaratıklar ise çok tehlikeli.Bir ısırıkta sizide yaratık yapabilme kabiliyetini sahipler..

Anlayacağınız bol atlamalı zıplamalı sürekli bir aksiyon sürekli bir nefesler tutuluyor aman ne olacak ne bitecek havasında bir film..Bilim kurgu sevenler için birebir..

Ben sonundan çok tatmin olmasam da yine de izlemeye değer diye düşünüyorum.Görsel efektleri için bile sırf izlenebilir.
 
 
O bu değil de şu Brad Pitt hiç yaşlanmıyor mu ya..Ben doğduğum da bile adamın filmleri vardı.Geldim 20'li yaşlarıma ben yaşlandım o yaşlanmadı helal olsun :)



Bugün Ramazan'ın ilk günü..Oruç tutan herkese Allah kolaylıklar versin..Bu mübarek günlerde bütün kötülüklerden biraz olsun uzaklaşıp nefsimizi terbiye etmemizi temenni ediyorum..

Hayırlı Ramazanlar..


 
 
 
 
 
 
 
 
 

4 Temmuz 2013 Perşembe

Arap/Kuveyt tesettür modası

  
Aslında başlığı Kuveyt diye atmış olsam da bir çok ülkeden görmüştüm bu tarzlardaki moda ikonlarını ama ben size en çok bileneni daha doğrusu benim dikkatimi çeken birini tanıtıp kendim şahit olduğum bir olaydan bahsedeceğim..
 
 
 
 
Gerçek adını bilmesemde Instagram'da @ascia_akf kullanıcı adına sahip.Twitter hesabı da aynı şekilde..Kendisinin ayrıca bir bloğu var..

Bu kadın genelde başını yukardan düğüm atarak bağlıyor ve salaş ince pantolanlar giyiyor.Ben de rastgele denk gelmiştim ve bu tarzı ilk gördüğümde çok şaşırmıştım :)
 
Kendini Amerikan-Kuveyt melezi,türban bağlama blogger ve tasarımcısı olarak tanıtıyor.İzleyicileri de öyle az buz değil.sosyal alemde ki popülaritesi epey yüksek..
Ben de geçenlerde bir alışveriş merkezinde şöyle bir görüntüyle karşılaştım:
 
Evet biraz belli olmasa da siz amatörlüğüme verin :P Ailemin garip bakışları altında anca bu fotoğrafı çekebildim.Herşey bloğum için :P
İlk başta bu kadını Ascia sanmış olsam da sonra gerçeğin farkına varmıştım..Aynı mağaza da iki üç tane daha başlarını bu şekilde bağlamış ve tarzları birebir aynı olan kadınlar görmüştüm.Yani anlayacağınız bu kadın bir çok kitleyi peşinden sürüklemeyi başarmış.Gerçi Türkiye'de de bazı tesettür ikonlarında yavaştan bu tarzı görsemde benim orda gördüğüm kadınlar araplardı..
 
 
Siz bu tarz hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Türkiye'de de böyle bir moda akımı başlar mı? Görüşlerinizi merak ediyorum.. 
 
 
 
 
       
       
        Not:İlk iki resim ascia_akf'nin kendi int. sitesinden alıntıdır Sitesine buradan  ulaşabilirsiniz..