30 Eylül 2015 Çarşamba

Sıcacık bir film :Bajrangi Bhaijaan (2015)


Kronik bir Shahrukh Khan hayranı olarak Salman Khan'ın filmlerine çok fırsat vermediğimi farkettim.Yavaş yavaş Salman'ın filmlere de göz atmaya karar verdim.
Bhajrangi Bhaijaan,bu sene ramazan bayramında çıktı.Taze bir film anlayacağınız.Çıktığı gibi de 3 idiot,PK,Kabhie Khushi kabhie kham gibi bir çok önemli filmleri geçerek en çok izlenen hint filmi olmuş.

Konusu itibariyle izlerken çok duygulandığım bir film oldu.Hindistan,Pakistan savaşının ardından barış sağlansa da politik alanda ilişkilerde hala soğuk rüzgarlar esiyor.Bollywoodda bu konudan bir hayli yararlanıyor.

Filmin miniği ise benim gözdem oldu...O ne tatlılık ya.Kendisi bence tam bir Heidi..Hele o kırmızı yanakları:)


Konusuna değinirsek;Shahida adlı minik kızımız Pakistanlı ve konuşamayan bir müslümandır.Ailenin büyüklerinden biri,Hindistan'da ki dilsizlere çare olduğu söylenen bir türbeye giderlerse kızın hastalığının geçeceğini söylemiştir.Bunun üzere annesi ve miniğimiz Hindistan trenine binerler.Geri dönüşte bir ara tren durmuşken,Shahida yolda gördüğü kuzuyu sevmek için çıkar ve tren hareket etmeye başlar.Sesini de duyuramaz.Böylelikle annesi Pakistan tarafına geçer ve kapılar kapanır.Shahida ise tek başına Hindistan'da kala kalmıştır.
Salman ise filmde Hindudur.Hatta hani şu maymunlara tapanlar var ya onlara bağlıdır.Sonra bir şekilde bu ikilinin yolları kesişir.Salman ise filmde sevdiği kızın babasının evinde kalmaktadır ki o kişi de Karena Kapoor oluyor :) Kayınpederi olacak adam ise kendi dininden yani hinduizmden başka kimseleri evinde istememektir.Salman ise işin aslını öğrenince uzun ve meşakatli bir yola çıkar.Zaten filmi güzel kılan yapılan fedakarlıklar ve bir insanın bu kadar saf,temiz kalple hareket etmesidir..


Salman Khan'ın gerçek hayatta ki kişiliğinin hiç böyle olmadığını düşünsem de rolünün altından güzel kalktığını düşünüyorum.Rolünün verdiği şapşiklikle birçok komik sahne vardı ama birçok yerde kalbimi burkan sahneleri oldu.

Filmin müzikleri ise çok hoşuma gitti.Özellikle bir tavuk şarkısı Kuk doo ku ve son zamanların gözde akımı selfie modasına yönelik yapılan selfie le le re şarkısı :) Dinlemek isterseniz şuraya ve şuraya ışınlanabilirsiniz:)






28 Eylül 2015 Pazartesi

Koredeyken Denediğim Hazır Ürünler ve Kore Marketinden Görüntüler

Daha önceden ''Koredeyken neler yedim''? yazısını şurada yazmıştım.Helal yemekler yemek konusunda titizliğimden bahsetmiştim.Kore'ye gitmeden evvel birçok sayfaya bakıp hangi ürünler helal,hangileri değil hakkında araştırma yapmıştım.Oraya gidince herhangi bir durumla karşılaşırsam içimde tereddüt kalmaması açısından benim için çok faydalı olacaktı.Cidden de öyle de oldu.Malesef  Güney Kore hazır ürünlerinin çoğunda domuz jelatini gibi ürünleri içermesinin yanı sıra birçok ürünün içinde de alkol bulunuyor.Eğer bu konuda hassasanız ince eleyip sık dokumakta fayda var.

Bu yazımda da önceden araştırıp oradayken tüketebildiğim hazır ürünleri ve Kore marketlerinde rastladığım ürünleri yazacağım:)



 İlk öncelikle bunlardan başlayalım :)
Bu resmi teyzemlere gösterince benden yaşça büyük kuzenim ''Un mu aldın?'' demişti :D
Kutusu un kutusuna mı benziyor bilmiyorum.Ayriyeten Kore'de unla ne işim olabilir? :D Onuda bilemedim ama aslında kendisi bir Waffle kutusu.İçinde paket paket sert,soğuk Waffle'lar bulunuyor.Tadını sorarsanız taze pişmiş,yumuş yumuş Waffle'ı tercih ederim ama bu da fena değildi.Sadece biraz tereyağı fazlaydı sanki.
Yanında ki ise benim Güney Kore'de elimden düşürmediğim Chilsung Cider markasına ait gazoz.Tadı bizim gazozların aksine daha şekerliydi ve gayet güzeldi :)



''Milk Factory'' markasına ait bu çikolatalı süte ise tek kelimeyle ba-yıl-dım!
Bu Koreliler şekeri nasıl dengede kullanacaklarını iyi biliyorlar.Türkiye'deki sütlerin aksine damağına öyle yumuşak,şekerimsi bir tat geliyordu ki...hmmm olsa da içsek :)


Bakınız Hongdae'de bir içecek makinesi :) Aman dikkat CC tv varmış.Dünyanın en güvenli yeri de olsa en küçük şey de güvenlik kamerasını takmayı ihmal etmiyorlar.

Kore'de denediğim bir başka ürünse şu sağ üstte gördüğünüz içecek.''Milkis'' içeceği aslında sütlü bir gazoz.İlk başta ''ıyykk nasıl birşey oluyor ki o?''diyebilirsiniz ama tadına bakınca fikrinizi değiştiriyorsunuz.Şekerli gazoz tadının altında yumuşak bir süt tadı geliyordu :) Keşke Türkiye'de de satılsa..





Tabi ki makineden bunu alcaktım :) Farkettiyseniz bu içecek ''Lotte'' markasına ait.Kore'ye gidince Lotte markasıyla o kadar çok karşılaşıyorsunuz ki..Bizde ki ''Sabancı''gibi sanırım.Hatta diziler de Lotte world falan duymuşsunuzdur.Bende alışveriş merkezine rast gelmiştim.
Birde bu içecek bana ''My girlfriend is Gumiho''yu hatırlatıyor.Orada Gumiho böyle bir içecek içiyordu sanki:)

Jun Ji hyun'un elinde tuttuğu cipsi de tattım ama resmi yok şu anda :D 
Aslına bakarsanız Doritos peynirli'den hiçbir farkı yok.Birebir aynı lezzetteydi.
Ayrıca bu cipsten ve başka bir cipsten Türkiye'ye getirdim ve uçakta basınçtan mıdır nedir paketler o kadar çok şişti ki patlayacak gibi oldu.Sonra inince düzelmişti.Çok ilginç cidden :)

Şimdi gelelim Kore Marketinde karşıma çıkan ürünlere :)

Aslına bakarsanız bu iş biraz zor oldu.Çünkü etranızdaki Koreliler sizi incelerken baya stres altında oluyorsunuz :) Hatta bazen''napıyor bu?acaba ceplicek mi?''falan diye düşünüyorlarmış gibi geliyordu.
Ayrıca çoğu markette öyle bizim Türkiye'de ki koca koca marketler gibi değildi.Hepsi de bakkal tarzında küçük marketlerdi.Bu yüzden ürünleri fotoğraflamaktan biraz çekindim.Neyse ki bir tane nispeten daha büyük market bulduk.Oradan bir kaç ürünün fotoğrafını çekmiştim.Bakalım o ürünler nelermiş?:)


Buyurun kirazlı Coca-Cola alır mıydınız?:)



Bu ıslak mendilin özel bir durumu vardı:)Hatırlayan var mı? Yazıyı okumayanlar şuraya gidip,okuyabilir:)



Aaa bakın burda kim var? :) Kim Soo Hyun şekeri *.* Geçen senenin en çok reklamlarda oynayan kişisi ilan edilebilir bence.Bu arada eski dizilerinden birini izledim.Yazısı gelecek inşallah onunda:)


En sevdiğim dizi ''Secret Garden''ının yakışıklı gamzelisi de burdaymış:)


Saçınızı Shin Min Ah'ın reklamında oynadığı saç boyasıyla boyamak ister miydiniz?Hem de indirime girmiş:)


So Ji Sub sevenleri görebilir miyiz?:) Zannedersem kendisi Korenin Johnny Depp'i :)
Herşey güzelde niye hep kahve reklamlarında oynamışlar ki hiçte sevmem :/ 
Kore'de kahve tüketimi çok fazla olduğu için çok fazla marka var.Soğuk,sıcak bir sürü çeşidini bulabilirsiniz.Kendi paralarına göre bizim 1 lira'ya denk geliyor :) 


Aslında amacım bebişi çekmekti ama oraya buraya kaçınca çekememişim.Market alışverişi yaptığımız o gün Duty Free'ye de gitmiştik.Oranın önünde çekmiştim bu fotoğrafı :) Duty Free'de ki ürünler tam Kore hayranlarına yönelikti:)



Bu gördükleriniz aslında Duty Free'de satılan Çin ürünleri.Kocaman paketlerdi.Adamlar bunları bile üretmişler.Yalnız orada daha birçok ünlünün resmi olan ürünleri çekecekken,görevli kadın ''çekim yapmak yasak''diye uyarı yapınca çekemedim :/ Ne olacaksa sanki ürünlerine!:/


Lee Min ho'mu görürsem affetmem :P


Lee Seung Gi'de pilav pişirme makinası reklamında oynamış.Fotoğraf flu çıkmış.Ahh benim şu fotoğraf makinesi sorunsalım.Seyahat boyunca peşimi bırakmadı.



Yanımda getirdiğim ürünlerden iki taneside bunlardı.İlki bir kekti.Aslında kutu içinde satılıp böyle küçük küçük paketlenmişlerdi.Üstünde de ''seni seviyorum''tarzında tatlı yazılar vardı :)
İkincisi ise çikolatalı kraker.Tadını beğendim ama bizimkilerden pek farkı yoktu onun :)

Birde Lee min hocuğumun reklamında oynadığı Binggrae muzlu sütten üç tane almıştım Türkiye'ye getirmek için.Hatta uçağa da belli bir sıvı alımı vardı ama görevli sütleri atacağını söyledi ve attı da:( Hala içimde uktedir o sütler..Bunu da yazayım buraya :(


Bu yazı kısa sürecek diye düşünürken yazdıkça yazasım geldi sanırım :) Aslında bütün ürünleri başka başka yazıların içinde paylaşmayı düşünüyordum ama böyle toplu halde daha iyi oldu sanki.
Siz nasıl buldunuz ürünleri? Hangisini denemek isterdiniz? merak ediyorum :)

Eğer okumadıysanız;
Koredeyken yediğim yemekler ve helal yemek konusu için buradaki yazıma,
ve diğer bütün Kore seyahatimle ilgili yazılarıma ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz:)









25 Eylül 2015 Cuma

Bir garip görücü hikayesi




Efendim aslına bakarsanız olay geçen ay meydana geldi.Fakat şimdi yazıya dökebiliyorum.Geçen seneden beri daha doğrusu öğrencilik bittiğinden beri İstanbul'da olduğumdan birçok toplu taşıma olayında komik görüntülere ve olaylara rastlıyorum.Bu sefer bizzat o olayın başrolünde ben varım :)  
Çok uzatmadan başlayayım:)
Geçen ay haftaiçi öğlen vakitleri bir işim dolayısıyla karşıya geçmiştim ve tek başımaydım.İşimi hallettikten sonra Eminönüne gitmek için tramvaya bindim.Tramvay,Allahtan tıklım tıkış değil diye içimden dua ediyordum.Malum kalabalık şehirlerde yaşayanlar bana hak verecektir.Özellikle İstanbul'da bazen o kadar kalabalık oluyor ki,otobüste dengede durabilmek için Çin akrobasi topluluğundaymışçasına hareketler sergilemek zorunda kalıyorsunuz.
Neyse,geleceğim durağa yakın yanımda duran bir Arap kız tarafından dürtüldüm.Selamün Aleyküm dedi ilk önce gülerek bende Aleyküm Selam dedim.Kızı görseniz çok tatlı bir şeydi böyle benden bir iki yaş küçük.Arapların Türklere hayranlıklarını bildiğimden kız benimle arkadaşlık kurmak istiyor herhalde diye düşündüm.Ben de bu sıralar yabancı dilimi geliştirmek istediğimden ''ayy ne güzel başka ülkeden arkadaşım olur'' falan diyorum.Hiç değişik bir şey çakmıyorum yani anlayacağınız.Neyse kız önce ismimi sordu.Sonra çok güzel ismin falan dedi.Sonra konuşuyoruz biz bununla herşey iyi,güzel,hoş.Kız Suriyeliymiş bu arada.Aileside arkada oturuyorlar ama bize doğru bakıyorlar.Ben bir tek Tramvaya binerken ailesini görmüştüm.Onda da babası hunharca beni geçmeye çalışmıştı.Hatta ayağıma basarak yer kapmak için beni itmişti -_-
Acaba mülteciler mi falan diye düşündüm ama durumları da iyi gözüküyordu.Birde görseniz hayatta Arap demezsiniz bembeyaz yüzleri var.Bende kızın Arap olduğunu başını bağlama şeklinden anladım.Biz kızla konuşuyoruz ama kızın İngilizcesi o kadar kötüydü ki ''nasıl arkadaş olacağız bu kızla? ''diye düşünüyorum bir taraftan.
Benim ineceğim durağa yaklaşınca kız numaramı istedi benden.
Whatsapp'ta konuşuruz dedi.Ben de hala ''ayy ne güzel arkadaşım olur.İngilizcem gelişir''kafası olduğundan sazan gibi atladım.Aslında hiç yapmadığım bir şey ama numaramı verdim kıza.Sonra inmek zorunda kaldım kız bana kendi numarasını veremedi.Karşıya geçmek için vapurlara yürüyordum ki arkamdan biri bana sesleniyor.Bir döndüm ki kız ailesiyle birlikte inmiş tramvaydan bana numarasını vermek için.Halbuki inecekleri durak o değildi.Sonra burada ben bir kıllık kaptım.Yavaş yavaş şüphelenmeler başladı.''Biz nasıl anlaşacağız seninle doğru düzgün İngilizce konuşamıyorsun?''dedim kıza artık.Sonra bana demez mi ''Abim biliyor'' abisini işaret etti.Abisi de uzunca,kirli sakallı,benim yaşlarımda bir çocuk.Dedim herhalde biz konuşurken yardım edecek abisi.Bende ki saflık hat safhada..Bu sırada annesi daha fazla dayanamayacak olmalı ki yanıma geldi.Kadının masmavi gözleri,bembeyaz teni vardı.Yanıma geldi kadın tuttu beni kolumdan.Bu sırada ben içimden diyorum ki ''Allahım noluyor ya???Güpegündüz şehrin en işlek yerinde de beni kaçırmaya kalkmazlar di mi??''diye düşünceler sarıyor.Bir telaş yaptım.Neyse kadın tuttu kolumdan beni.Yüzüme işaret edip güzel diye hareket yapıyor elleriyle.İngilizcesi hiç yok demek ki bana ''I love you '' dedi :D Sonra oğlunu gösterdi.İşaret parmaklarını bir araya getirdi.Hani ''oğlumla aranı yapmak istiyorum''der gibi.Ben tabi o anda şok!!! Ne yapacağımı,ne diyeceğimi bilemedim.İlk defa böyle bir olayla karşılaşıyorum çünkü.
Sonra hala bende bir kibarlık..İngilizce bunlara dedim ki''Ben arapça bilmiyorum.Siz türkçe bilmiyorsunuz.Nasıl olabilir ki zaten??!!''.
Oğlu geldi yanımıza o da ingilizce olarak ''Uluslararası bir evlilik yapar mısın?Başka yerde yaşar mısın?'' gibi birşey sordu bana.Hee yani ben tamam desem çocuk çoktan razı.Bir taraftan da sırıtıyor.Tipini sorsanız söyleyemem.Hayvan gibi ayna gözlükleri de takmış.Ben de hala o sırada yaşamış olduğum olayın şokunda.Kan beynime çıkmış.Çocuğa sadece ''No!'' diyebildim.Oradan bir an önce kurtulmak istiyordum çünkü.Sonra kadın baya üzüldü.Bende dönüp kadına teşekkür ettim ama baya istiyordu herhalde ki hayal kırıklığına uğramış gözüküyordu.Yine de gülümsedi.Hoşçakalın diyip vapurlara doğru adeta koşar vaziyette olay mahalinden sıvıştım.

Ondan sonra beni aradılar mı diye sorarsanız.Arkadaşıma bu olayı anlattıktan sonra beni korkutucak bir iki şey söyleyince engelledim kızı her yerden..Ulaşmaya çalıştı mı onuda bilmiyorum yani.İsteseler ulaşırlar yine de ama umarım kesin tavrımdan ümitlerini kesmişlerdir.Anlayacağınız hayatımın en garip görücü olayını da bu olay vesilesiyle yaşamış oldum :D

Sizinde yaşamış olduğunuz böyle garip vakalar var mı?
Yazı da o kadar komik mi bilmiyorum ama birebir anlatınca herkes baya gülmüştü.Umarım bu bayram gününde sizinde yüzünüzü gülümsetmiştir:)




Herkesin bayramı mübarek olsun :)
 Mutlu,huzurlu,sağlıklı nice bayramlara..













22 Eylül 2015 Salı

Mim geldi hanımmm :) (Random Play)




Heylloo sevgili okuyucularım:)
Ne zamandır mimlenmemiştim.Niye ben mimlenmiyorum.Yoksa beni beğenmiyorlar mı? Ben üvey evlat mıyım?:P diye binbir türlü şey düşünürken sağolsun Kim je hee beni mimlemiş:)
Mim okumayı ve cevaplamayı çok seviyorum.Böylelikle birbirimizi daha iyi tanıyabiliyoruz.
Bugün ki mimin konusu müziklerle alakalı bir mevzu.Telefonunuzdan ya da bilgisayarınızdan müzik çalarınızı açıyorsunuz.Soruları cevaplarken ne çalıyorsa sorunun başında yazıyorsunuz.

Öncelikle soruları cevaplamadan önce belirteyim ki eskiden olduğu kadar çok fazla müzik dinlemiyorum.Lise dönemimde Amerika pop tarzını çok dinlerdim.Sonra malum Kore hayranlığı tutunca K-pop'a yöneldim.En son olarak Hint film müziklerini müzik çalarıma ekledim:) Şu sıralar yoğunluklu Hint müzikleri olmakla birlikte K-pop da dinliyorum.İkinci olarak söyleyeceğim şey ise, kendi müzik çalarım yerine kardeşimin müzik çalarını kullanacağım:) Çünkü eski telefonumda,bulduğum her parçayı yüklediğim için bozulmasında baya etken olmuştu.Yeni telefonuma o kadar fazla yükleme yapmamaya çalışıyorum.Kardeşimle müzik zevklerimiz birebir aynı olduğundan onunkini kullanmam bir fark yapmayacaktır:) 

O zamansa başlayalım:)

1.Biri iyi misin diye sorarsa,cevabın ne olur?
(Titli-Chennai Express)
Rastgele,öylesine sorulmuş bir ''nasılsın?''a cevabım sadece ''iyiyim''olur.Gerçek manasıyla soran,merak edenlere göre durum değişir..Fakat her zaman ''hamd olsun''deyip, o kelimenin farkındalığında olmaya çalışıyorum..

2.Kendini nasıl tanımlarsın?
(Guzarish-Ghajini)
Karışık.


3.Bugün nasıl hissediyorsun?
(Let it go-Demi lovato)
''Ne boş bir gün yaaa??'' diyorum:)Ama yoğun olduğum zamanlarda da bu boş zamanları özlüyorum.En büyük ikilemlerimden biri.Soruya dönersek öyle belli bir hissiyatım yok :)

4.Yaşam amacın ne?
(Not spring,love or cherry blossoms-High4,Iu)
İyi bir kul,iyi bir evlat,ilerde iyi bir eş,iyi bir anne olmak istiyorum..Kısacası iyi bir insan olmak istiyorum.Tabi çok çok güzel yerler gezip görmek,değişik tatlar da tatmak istiyorum:)

5.Yaşam motton ne?
(Kuk doo kuu-Bajranghi bhaijan)
Korelileri tanıdığımdan beri ''fighting!'' :)

6.Arkadaşların senin hakkında ne düşünür?
(Some-Soyou,Junggigo)
Cidden ne düşünür acaba ya?Birileri araştırıpta gelse bana söylese ya keşke :) İnşallah iyi şeyler düşünüyorlardır.

7.Ailen senin hakkında ne düşünür?
(Mirror-Mblaq)
Derslerinde çalışkan,ev işlerinde uyuşuk (yalaaaan:P),arada fazlaca konuşan,aşırısı duygusal evin ilk göz ağrısı.

8.En çok düşündüğün şeyler nedir?
(Yeh ladka hai Allah-kkkh)
Neler yapmam gerekiyor?Neler yapabilirim? sürekli düşündüğüm şeylerdir:)

9.2+2=?
(A song calling for you-ss501)
Bu sorunun alttan bir esprisi var mı?Onu düşünüyorum ben şimdi:) Bu konuyu göreli 16 sene oldu hocam:)

10.En iyi arkadaşın hakkında ne düşünüyorsun?
(Tujhe dekha to yeh jaana sanam-ddlj)
Eskiden daha samimiydik.Değişen hayat şartlarıyla şimdi o kadar da fazla değil sanki.Ama yine de frekansımız,düşüncelerimiz tutar.
Bu arada samimi olduğum 2 tane dostum olduğunu söyleyebilirim.Kendi isteğimden dolayı böyle değil yalnız.Sadece herkesin birbirine karşı çıkar ilişkisi olduğundan,her şey yapmacık olduğundan dolayı böyle sanırım.

11.Hayat hikayen nedir?
(When Love comes-Lee hong ki,Modern farmer)
Ohooyyy anlatmaya başlarsam roman olur:P dermişim.Neyseki blogum var.Bir kısmını buradan okuyorsunuz zaten :)

12.Büyüyünce ne olmak istiyordun?
(A long past-rooftop prince-baek ji young)
Hiç bir zaman şu mesleği olacağım diye bir şey düşünmedim çocukluktan beri.Buna verecek bir cevabım yok ne yazık ki.

13.Hoşlandığın insanı görünce ne düşünürdün?
(Dance pe chance-Rab ne bana di jodi)
Hoşlandığım kişi duygularımı bilmiyorsa herhalde bir heyecan yapardım.Yok eğer biliyorsa,karşılıklıysa,her şey daha monotonlaştığından birşey olmazdı sanırım.Ne romantizmden anlamayan bir kız!:P

14.Düğününde hangi şarkıyla dans edeceksin?
(200%-Akdong musician)
''I will always love you'' dermişim :P  Milli düğün şarkımızdı ''Titanic''le birlikte biliyorsunuz :))
Yabancı slow bir şarkı olsa iyi mi olurdu ne? Hiç bilemiyorum şimcik:)

15.Hobin,ilgi alanın nedir?
(Manwa lage- Happy New Year)
Film ve dizi izlemek.yabancı dil öğrenmek,blog yazmak,gezmek görmek,yemek yapmak.

16.En büyük korkun nedir?
(Kuch kuch hota hai-kkhh)
Çok fazla korkum var ya..Hepsi de feci şeyler olduğundan konuşmak dahi istemiyorum:O

17.En büyük sırrın nedir?
(Yeh ıshq hai-Jab We Met)
Takıntılı bir insanımdır.Bunu yenmeye çalışıyorum bakalım..

18.Şu an ne istiyorsun?
(Mere haath mein-Faana)
Lee Min ho'yu görmek :P Ha bir de son zamanlarımın gözdesi Shahrukh Khan'ımı da göreyim inşallah.amin:)

19.Arkadaşların hakkında ne düşünüyorsun?
(Kal ho na ho-khnh)
11.soru da bunu yanıtlamıştım:)



Bu sefer baya samimi cevap verdim sorulara.Bakalım benim manyak olduğumu düşünüyor musunuz?:P

Bu mimi okuyupta cevaplamak isteyen herkesi mimliyorum ben de.Eğer cevaplarsanız bana da haber verin:)

Tekrar bana bu mimi pasladığın için teşekkür ederim Kim je hee :) Çok eğlendim cevaplarken:)
 İnşallah sizde eğlenmişsinizdir:) 












15 Eylül 2015 Salı

Eccentric Daughter In Law(Acayip Gelin) #Yayında Olan Diziler


Uzun bir aradan sonra klavyenin başına geçebildim nihayet.İlk başlarda kendi işlerim dolayısıyla sonrasında ise ülkemizin yaşadığı olaylara üzülmekten bir türlü bloguma yazacak şevki kendimde bulamadım.Fakat hem biraz kafa dağıtmak hem de sizinle hasret gidermek için tekrardan yazmak istedim..
Son zamanlarda kendi ruh halimin aksine daha eğlenceli dizi arayışlarına girdim.Dizi sitelerinde de yayında olan bu diziye denk geldim.Dizi de Sistar grubunun üyesi Dasom başrolde oynuyor.Kendisinin 93'lü olup benden küçük olduğunu öğrenmemle ilk başta küçük çaplı bir şok yaşadım.(Evet hala büyüdüğünü kabullenemeyenlerdenim.Fakat cidden benden yaşça küçükler,görüntü açısından benden daha büyük duruyorlar.Hala bu doğa olayına alışamadığım doğrudur.) Dasom'u K.will'in meşhur şarkısı ''Please don't'' ve Soyou'nun ''Some'' klibinden tanıyordum ve cidden çok beğeniyordum.Hatta bu kız neden dizilerde boy göstermemiş diye düşünüyordum.Meğerse kızın kendi müzik grubu varmış.Yaşı da o kadar büyük olmadığından (!) daha yolun başındaymış.Sistar grubu çok tanındık bir grup ama çok fazla dikkatimi çeken bir grup olmadığından kendilerini tanımıyordum.Dasom sayesinde onlarla da tanışmış oldum :)


Diziye gelirsek,ilk iki bölüm çok fazla sarmasa da sonraki bölümlerde olaylar çetrefilleşince devamı çorap söküğü gibi geldi ve daha eğlenceli bir hal almaya başladı :) Dizinin isminden de anlaşılacağı üzere ortada bir gelin-kaynana çatışması var.Hatta bu dizide iki tane belalı kaynana var ki Türk kaynanalarına taş çıkartırlar.Dizide,gelinler o kadar çok alttan alıyorlar ki...Acaba cidden böyle Kore gelinleri var mı?Ya da daha doğrusu dünyada böyle gelinler var mı?merak ediyorum.Allah büyük söyletmesin de çok fazla katlanılacak cinsten değiller..Birde bunların üstüne ana kuzusu erkek çocuklar var ki Kore erkekleri bu kadar itici durabilirdi ancak dedim.Dizide Dasom'un partneri 79'lu ve adam cidden yaşını gösteriyor ve tipide öyle bir Kim Soo Hyun değil..Dasom maşallah taş gibi gencecik kızken,partneri olarak başka bir adam bulamamışlar mı acaba diye düşündüm ister istemez.Aslında matematik manyağı olan rolüne yakışıyor ve oyunculuğu da iyi ama işte yakıştıramadım ikisini bir türlü :/ Ayrıca dizi sadece 12 bölümmüş ve 9-10 bölüm yayınlandı bile.Biraz daha uzun sürmesini isteyeceğim bir diziydi aslında.

Bu kadar bahsedipte konusundan bahsetmemek de ayrı bir olay :) Ondan da kısaca bahsedip yazıyı sonlandırayım.Dasom'un canlandırdığı Oh In Young karakterinin bir kız grubu vardır.Fakat popüler bir grup değillerdir..Bağlı oldukları şirketin Ceo'su da,In Young'un geleneksel Kore evinde Kimçi yaparak yaşayan Choon ja hanımın evinde rol gereği gelin olmasını söyler.Evin büyük oğluyla belli zamanlarda rol gereği karısı gibi davranacak ve kameralarda onları çekecektir.Bir çeşit ''We Got Married'' programı gibi yani.Oh In Young şirketten atılmamak için mecburen bu teklifi kabul eder.Fakat şarkıcı bir şehir kızının,köy gibi bir ortamda kızgın bir kaynanayla neler yaşayabileceğini hayal edin :) Trt'de yayınlanan ''Ana Ocağı'' programını biliyor musunuz bilmiyorum.Burada ki kızın yaşadığı olaylarda o kızların yaşadıklarına çok benziyor :)

Şimdilik bu kadar olsun.Bilmem konusu ilginizi çekti mi? ya da izlemeyi düşünenleriniz var mı?
Bu arada baya bir zaman önce blogumun temasını değiştirdim.Beğendiniz mi?
Siz neler yaptınız ben yokken?Yorumlarınızı bekliyorum.Hasret giderelim biraz ;)