6 Şubat 2020 Perşembe

Merhaba:) Kötü iş deneyimi,Aldığım dersler


Blog yazmaya yazmaya sistemi unutmuşum resmen:)

Merhaba bu arada,nasılsınız?
En son yazı gireli 3 sene olmuş.Şaka gibi...

Zaman nasıl bu kadar hızlı geçti a dostlar :)

Aslında tekrardan yazmayı planlamıyordum. Geçen bu 3 sene içinde pek blogun karşısına geçipte yazacak vakit bulamadım açıkçası.Aslında blogum benim en keyif aldığım hobimdi bir zamanlar. Bu yazma fırsatını da son yazıda bahsettiğim işten ayrılmamla sağladım.

Başlıktan da tahmin ettiğiniz üzere kötü bir iş deneyimine sahip oldum.Karşılaştığım insanlar ve ortam hiç benlik değildi,uyuşamadım. Fakat günümüz çoğu gencin yapmak zorunda olduğu gibi işime ve ortama ''katlanmak'' zorunda kaldım.

Bu iş deneyimlerinden tabi ki aldığım dersler vardı.Okuduğum kitapta bir yazı vardı.''Hayatımızda geriye dönüp baktığımızda en çok mutluluk duyacağımız an,geçmişteki kötü anıları düşündüğümüz zamanlardır'' gibi bir cümleydi.Ben bu söze katılmıyorum,bundan sonra da katılacağımı sanmıyorum.Acılarımdan güç aldım.Artık daha güçlüyüm demiyorum.Sadece çıkarımlarda bulunuyorum ve bu çıkarımlar sonucunda aynı şeylerle karşılaşmamayı ''umuyorum''.

Şöyle ki dostlar,bahsettiğim çıkarımlar;eğer bir iş,bir olay sizin için kötü başlamışsa devamını getirmeyin!! Kendinize bu eziyeti yapmayın.Ben güçlüyüm,ben yıkılmam,beni ezemezler,beni alt edemezler gibi ego savaşlarına girmeyin.Gerçekten bu olay sonucunda kazanacağınızı zannederken kaybeden siz oluyorsunuz.Çünkü çok yıpranıyorsunuz.Ait olmadığınız yerde olmak dünyanın en kötü hislerinden biri.O olayı,o işi hemen orada bırakın ! Arkanıza bile dönüp bakmayın :) Devam etmek,savaşmak belki erdemli bir şey,güzel bir başarı fakat peki ya sizden götürdükleri...

Hep içimden bunları düşünürdüm fakat yazıya dökmek ya da biriyle paylaşmak gibi bir fırsatı yakalayamamıştım.Senelerdir uğramadığım bloguma uğrayıp yazmak nerden çıktıysa :D Sanki okunacakta, sanki görülecek..Etkileşimim bile yerlerdeyken :)

Olsun..en azından günlüğe yazmaktansa belki denk gelen birileri olur ve benim sayemde bazı kötü şeyleri yaşamamış olur.Belli mi olur :)

Aslında ara ara buraya uğrayıp,tekrar dizi,film,kitap gibi şeylerden bahsedebilirim gibi geliyor.Bazen de o gücü bulamıyorum.Umarım iyisinizdir.Kendinize dikkat edin.

Sevgiyle kalın :)








2 Aralık 2017 Cumartesi

Bir Ses Bir Soluk


Her uzun aradan sonra olduğu gibi yine bir kez daha nasıl giriş yapacağımın bilememezliği içerisindeyim.

Şubattan beridir görüşmiyoruz sizinle.Son yayınladığım yazımın oranlarına baktığımda sayfamda yeni bir şey var mı diye çokca kontrol ettiğinizi ve göremediğinizi farkettim.Bir ses bir soluk olmak için yazmak istedim :)

Daha önce uzuuunca aralar verdiğim oluyordu bloglamak için ama bu sefer en uzunu oldu sanırım.O dönemki bahanelerim okulumun yoğun olmasıydı,sınavlarımdı,arkadaşlarımdı derken şimdi ki yaşantıma bakıyorum da aslında onlar hiç bahane değilmiş.Asıl şu an çok büyük bir mazaretim varmış.

2017'yi bitirmek üzereyiz.İnsan büyüdükçe zaman daha çabuk geçiyor sanırım.Belki de hayatın koşuşturması içerisinde yaşadığım şeylerin farkına varamıyorum da ondan öyle geliyor.

Kısaca hayatımın şu dönemini özet geçmek istiyorum ki bunları anlatırken neden bloglayamadığımın mazareti de ortaya çıkmış olacak zaten.Aralarda bahsediyordum hatırlarsınız belki geçen sene işe başladım ve hala aynı işte çalışıyorum(azimle ve gayretle!:) Parantezin nedenini soracak olursanız işyerim Avrupa yakasının bir ucunda ve evim Anadolu yakasının bir ucunda kaldığından sabah 07:30 da başlayacak işime 05:20 de kalkmak zorunda kalmam ve akşam 17:00 da biten işimle birlikte 19:00- 19:30(bazen 20:00 bile olabiliyor) eve varışımla günün son bulduğu bir işte çalışıyor olmam.Köprü trafiği, iş ortamında yaşadığım stres,yorgunluk katlanınca eve kendimi zor atmam cabası.Çoğu zaman direnmeye çalışıyorum erken uyumamaya fakat bu sefer de ertesi günü uykulu vaziyette,verimsiz geçirmeme neden oluyor.

İşin çok mu güzel? Çok güzel değilse neden çekiyorsun? bu zahmeti diyebilirsiniz.Birincisi hayır işimden memnun değilim,ikincisi hayatta bir noktadan sonra sorumluluk sahibi olmanız gerekiyor,toplum baskısı nedeniyle kendinizi hiç istemediğiniz bir yerde artık hayallerinin bile ne olduğunu unutacak halde yaşıyor olarak buluyorsunuz kısacası sadece robot oluyorsunuz.Sanki duyguları olmayan sadece çalışmak için yaratılmış ne derlerse susacağın,haksızlıklara katlanacağın ve emeğinin karşılığını alamadığın ama yinede sömürülen bir robot haline geliyorsunuz.Okuduğun okullar yüksek lisanslar falan ne kadar başarılı olduğun ne kadar emek verdiğin görülmüyor bile..Bloga yazmak benim için ayrı bir zevk iken malesef ki gerçek hayata döndüğümüzde maddi anlamda hiç bir getirisi olmadığı için uzak durmak zorunda kalıyorım.Malesef Blogta Youtube ortamı gibi her tıklandığınızda her görüntülendiğinizde devasa paralar elde etmiyorsunuz hem de hiç bile elde etmediğiniz oluyor! Örnek olarak ben :) Arada sırada bomerang üyesi olduğum için ufak tefek reklamlar yayınlıyordum fakat o paranın elime geçmesi için de 50 Tl gibi bir sınıra ulaşması gerekiyormuş.Düşünün 2013 ten beri blogum var daha 50 TL sınırına bile ulaşamamışım :) Ki zaten teklifleri de birebir takip etmediğim için çoğunu da kaçırdığım oluyordu hoş kaçırmasam süper ötesi bir şey de olmuyor anlayacağınız.

Hayatımda da çok büyük değişiklikler oldu bu yıl.Mesela 2 tane en yakınımdan kazık yemem gibi.Normalde yalnız olmayı sevmeyen biriyken son 4-5 aydır kimseyle görüşmek istemiyorum.Görüşmek isteyen arkadaşlarıma bahaneler buluyorum.Yazan arkadaşlarıma saatler sonra döndüğüm saçma sapan kısa kısa cevaplar verip başımdan savuşturmaya çalıştığım oluyor.İnsanlara karşı o kadar yabancılaştım ki anlatamam.Sanırım gerçek hayatın anlamını yeni yeni öğrenmeye başlıyorum.Bu beni insanlardan soğutuyor.Sosyal medyada da bulunduğum durumun aksine herkes mutlu herkes hayatında süper ötesi güzellikler yaşarken benim içten içe acı çekmem içimde tezatlıklar doğuruyor.Biliyorum sosyal mecrada çoğu şey sahte ama yinede bir gerçeklik payı var ve Allahın gücüne gitmesin ben de niye böyle diyorum.Her şey de bir hayır vardır tabi ki.Yaş ilerledikçe toplum baskısından kendi hayallerimden mütevellit ''yapamayacağım, başaramayacağım''kaygısı yaşamam da ekstra cabası.

Hayatında iyi yönde bir gelişme,değişiklik oldu mu derseniz,biliyorsunuz 3 sene önce Güney Kore seyahatim olmuştu.Her seferinde tekrar farklı bir yerleri gezip görme hevesi hep içimde vardı.Yaşadığım bazı olayların  beni ateşlemesiyle ve artık çalışan biri olarak bir miktar kazancım sağladığı getiriyle Avrupa seyahatine çıktım.Hoş onun bile arka planında tatsızlık yaşadığım zaman oldu hani şu kazıklardan bir tanesi ama ona hiç girmeyeceğim şimdi.Fotoğraflarımı anılarımı buralara dökmek istiyorum ama içimdeki bu boşvermişlik,zaman darlığı buna engel oluyor kendimde o enerjiyi göremiyorum.Yazının girişindeki resim Amsterdamda tarafımdan çekildi mesela :) Ahh ahh blogger ortamı keşke bana bu imkanı sağlasa da uzun uzun güzel güzel yazılar paylaşsam...

Bu kadar depresif bir yazıdan sonra depresyonda bu kız diye düşünebilirsiniz belki farkında olmadan öyleyimdir bilemiyorum :) Hayatta ne dertler var biliyorum.Allah göstermesin.Bu zamanımıza da bin şükür.İnsanoğlu olarak yetinememezlik kanımızda var demek ki.


Bu arada blogger arkadaşlarımdan bloglarını kapatanları farkettim bundan çok önce.Bu beni baya bir üzdü :( Nerdesiniz yahu siz kendinizi iyi biliyorsunuz geçsenize iletişime benle :)

Sizde ne var ne yok?  Hayat nasıl gidiyor? Hala sayfamı ''acaba bu kız bir şey yazdı mı ?''diye girip kontrol eden var mı acaba? Ben olsam çoktaaan pes etmiştim :)  Zaten hoş çok bir tıklanacak okunacak bir yazı değil ya.Hala siteyi ziyaret edip,beni merak eden varsa sizi çok öpüyorum ve sizde çok özlendiniz bunuda bilin istedim :)